MORCALİ GÖZELLEMESİ "KARAMAN"Şiirin hikayesini görmek için tıklayın KARAMAN MORCALİ KÖYÜ BİLGİLERİ
Morcalı Köyü Karaman Merkez’in güney-batısında ve Merkeze 18 km uzaklıkta olup 1216 metre yükseltidedir. Morcalı Köyü’ne ulaşmak için gereken süre ise yaklaşık 17 dakikadır. Kuzeyinde Çavuşpınarı, güneyinde Erenkavak ve Aybastı, doğusunda Boyalı ve batısında Burhan köyü bulunmaktadır. Köy, yeşilliği ve pınarları ile güzel bir görünüme sahiptir. Sulak ekilebilir arazileri bahçeleriyle yemyeşil bir görünümde’dir. * Köyün nüfusu 1894 yılında 508, 1904 yılında 460, 1922 yılında 96 hanede 452, 1925 yılında 487, 1935 yılında 607, 1950 yılında 826, 1960 yılında 1019, 1980 yılında 1110, 1990 yılında 554 ve 2014 yılında 311 erkek, 294 kadın, toplam 605 olarak tespit edilmiştir. Karaman merkezin kalabalık köylerinden birisidir. *Morcali Köyü’nü, Mor Ali (Morca Ali) denen bir adamın kurduğu söylenmektedir. Morca Ali isimli bir çobandan geldiği söylenmektedir. Morcalı köyü 17,18. yüzyıllarda kurulmuş olmalıdır. Öteden beri, Karaman’ın dağ köylerinin üç Derebeyi (Sipahi Ağası ) yönetimi altında bulunduğu söylenilmektedir. Karaman’ın Göksu vadisinin sol yan taraf yukarı kesimlerindeki köyler, Bayır köyünde oturan Bayır beyinin, Göksu vadisi sol yan tarafı kesimindeki köylerde Göcer Beyi’nin ve doğu taraftaki köyler de Özdemir köyünde oturan Özdemir Bey’in hükmü altındaymış. Morcalı köyü dolayları da, belli başlı bir köy kuruluşunda olmamakla beraber, Özdemir Bey’i hükmü altındadır. * Çok verimli toprakları bulunan Morcalı Deresi’nde, Karamanlı Tartanogullarının da ilgileri varmış ve Özdemir Oğullarıyla, araları pek hoş geçmezmiş. Bu hoşnutsuzluklardan doğan gizli kinler etkisi olarak Özdemir Beyi Karaman Beyi’in oğulları, bir gün Morcalı deresinde, Tartanoglu’nun kendi soyundan ve ya da adamalarından birisini öldürürler, ölüsünü de atının üzerine bağlayarak ata bir kamçı vurup atı Karaman’a doğru kaçırmışlar. Bu at üzerindeki ağasının ölüsüyle Karaman’da ki evleri önüne gelip, kişneyerek evdekilere haber vermiş. * Bu cinayeti Karaman Beylerine duymuş ve Özdemir Beylerini sıkıştırmışlardır. Ama katilin kim olduğu öğrenilememiştir. Suçlu meydanda değilse de Özdemir Beyi yine de sinmiş, bundan sonra da Morcalı dolaylarındaki ilişkilerini azaltmışlardır. Bu nedenle de Tartanoğulları buralarda rahatça, tarım faaliyetlerini yürütmeye başlamışlardır. * Bu yörede (Belki de Tartanoglunun yerleştirmiş olabileceği) Mut ilçesi Yörüklerinden, Mor Ali Bayrak veya Morca Ali adında oldukça cesur, yürekli bir Yörük yerleşmiş Mor ali (Morca Ali) İlk zamanlar da oturma yerlerini şimdiki köyün güneyindeki “Kuz Dede” mevkiine yerleşmiş, yanında çeltek (yardımcı) olarak yerleşen birkaç aileyi de Kuzpınar veya Eskiköy denilen semtlerde, şurada, burada evler yapıp yerleşmişler. O zamanlar Mor Ali veya Morca Ali Ağa, şimdiki köyün bulunduğu yerdeki pınar önünde biriken su göleğine kış aylarında gelen ördekleri avlamaya gidermiş. Mor Ali Ağa burasının iklimi (havası) bakımından köy kurmaya çok elverişli olduğunun farkına vararak, komsularına önderlik edip, şurada, burada, oturan obalara buraya evler yaptırarak, hepsini burada toplamış ve kurdukları bu köye de Morca Ali Ağanın adı verilerek, buraya Morcalı adıyla resmi köy mühürü yaptırılmış. * Bu köy halkının hangi Türkmen boyundan olduğu esaslı olarak bilinemiyorsa da, Mut-Silifke dolayları daha çok Bolacalı Yörüklerinden olduklarına göre Morcalıların kökenlerine Bolacali Yörüklerindendiler diyebiliriz. Gayet güzel arazileri bulunan Morcalılar, oldukça sistemli çalışan ve ziraat yapan, acık fikirli, insanlardır. * Bolacalı Yörükleri‘nin soyu Orta Asya’ya Oğuzlara uzanmaktadır. Oğuzların iki kolundan biri olan Bozoklara mensupturlar. Bozokların Avşarlar bölümündendir. Avşarların da Honamlı (Honanamlı) dalındandırlar. Honamlı aşireti Orta Asya’dan kuraklık sebebi ile göçüp geldiği İran Horasan’dan ikinci bir göç dalgasıyla Anadolu’ya gelmiştir. Büyük bir çoğunluğu Karaman Valisi Vezir Ali Paşa tarafından Ermenek kazasındaki Bey-çayırı bölgesine yerleştirilen Bolacalılar komşu aşiretlerle yaşanan bir dövüş sonrası yerlerini terk ederek Aydın ve çevresine yerleşmişlerdir. Bölgedeki ahaliye baskı yaparak mal ve hayvanlarına zarar vermeleri üzerine 1708 yılında yerlerinden kaldırılarak eski yerleşim yerleri olan Mut ve Gülnar çevresine nakledilmiş Gülnar’a tabi Kesiksöğüt köyüne yerleştirilmişlerdir. Bolacalılar ikinci yerleştirmeden sonra Gülnar, Silifke, Mut bölgesine dağılmışlar buraları kışlak Konya- Ereğli- Bastırık (Yellice) köyünü yazlık olarak kullanmışlardır. * Orman sevgisini de daima yüreklerinde besleyen bu uyanık köylülerimizin, orman sevgisi meziyetlerini, Bucakkışla ve Ermenek’e geçen her yolcu bu köyün arazisi içinden geçerken görürler. Morcalı Köyünün yaslandığı sırtların en yüksek tepesinde, Karaman-Ermenek yolunun sol yan tarafında İlbiz Çakılı adı verilen bir mahal vardır ki; Koca Çakıl tepenin etrafı harçsız taşlarla örülmek suretiyle bir Hüyük haline getirilmiştir. Bu höyüğün üzeri de yine etrafı harçsız taşlarla duvar örülerek tepenin üzeri havlu biçimine getirilmiştir. Bu tepenin üzerinde meydana getirilen havlunun, Karaman Ovasının ve Karadağ’a karsı olan cihetine de ayrıca ikinci bir küçük alarm höyüğü yapılmıştır. Mahalli halk arasında bu höyuk hakkında çeşitli efsanevi söylentiler vardır. Güya buraya bu tasları bir gecede şeytanlar toplamışlar, Göcer köyü üzerindeki Verme Dağı bu Hüyük için taş vermemiş, bu sebeple de bu dağın adına Vermedi Dağı denilmiş. * Doğrusunu ise: bize, buranın ismi açıklıyor. 10 veya 11. yüzyıllarda buralara yerleşen Müslüman Türkler, Eski kavimler zamanında yapılmış olan bu höyüğün ne maksatla yapıldığını ve kullanıldığını bilmemektedirler. Bu höyüğün o zamanlar yaradığı işin Türkçe anlamı olarak İlbiz Çakılı demişlerdir. Topraktan yığma olmayıp ufakça taşlarla meydana getirilmiş olması nedeniyle İlbiz Höyüğü veya İlbiz Çakılı demişlerdir. * Doç. Dr. İdris Nebi Uysal bu konu ile ilgili makalesinde, Karaman’ın bazı köylerinde bir mevki adı olarak tespit edilen elbis sözcüğü üzerinde durmuştur. Elbis, bu köylerde (Morcalı, Akarköy, Gökçe, Paşabağı) yöre halkının taş yığınlarından oluşan tepelere verdiği addır. Yöre insanının büyük taş yığınlarını elbis şeklinde adlandırması, ad verme geleneğindeki dini yaklaşımla ilgilidir. Elbis “şeytan” anlamına gelen iblis sözcüğünün birtakım ses değişikliklerine (göçüşme, ünlü değişmesi) uğramasıyla elde edilmiştir. Bu sözcük Türkçede ve bazı Türk destanlarında ilbis, ilbiz, elbis, elbiz, albıs, albız, almıs değişkenleriyle yer almaktadır. Örneklerin ortak özelliği, hepsinin olumsuz içerikli olmasıdır. * Evliya Çelebi (2005b: 156) yöreye dair izlenimlerini aktarırken şunları söyler: “Elbis çakılı olarak bilinen (yer) bir tepe misali yığındır. Yüce Allah ne kadar taş yarattıysa orada mevcuttur. Bölge halkı bu ufak taşları şeytanların yığdığına inanmaktadır. Ve gerçekten de bu yığılan taşlar, insan eliyle yapılabilecek bir iş değildir.” * D. Ali Gülcan ise; İlbiz sözünün, Türk dilinde, işaret ve alarm anlamlarına geldiğini belirtmektedir. Haberleşme araçlarının bulunmadığı cağlarda; oymaklar ve şehir ve kasabalar arasındaki her hangi bir baskın, talan vesaire asayişsizlik olaylarında haberleşme vasıtası olarak, her taraflara Hüyükler yapılmıştır. Buralarda nöbetçiler bulundurulur ve bir taraftaki herhangi bir olay; o civardaki höyükte ateş yakılmak, Bayrak sallanmak, davul çalınmak gibi çeşitli işaretlerle, görüş alanındaki höyüklere duyurulur. Bu alarmı alan diğer höyüklerde yine ayni şekilde işaretlerle kendi görüş alanındaki başka höyüklere duyurulmak suretiyle, böylece zincirleme olarak haberin duyurulması gereken mahalle veya Komutanlığa ulaştırılır. İste bu İlbiz Çakılı da Torosların Ovaya Karadağ’a hâkim olan bu semtinde bu maksatla yapılmış bir ateş kulesidir. * Morcalı köyü hakkında eski bir söylentiye göre, deresiyle, dağlarıyla bu dolaylar, Nebi Bey denilen bir oymak Beyinin yönetiminde 300 çadırlık bir aşiret kolunun yaylası imiş. Bu aşiret boyları eşkıyalık ve talancılıkla uğraştıklarından bu oymağın sindirilmesi için boy beylerinin vücudunun ortadan kaldırılması Konya Valiliği ve ileri gelenlerince düşünülmüş ve Konya’da yapılacak bir zengin Ağa düğününe Nebi Bey davet olunmuş. Nebi Bey yanına aldığı bir adamı ile Konya’ya gitmeye hazırlanır. Aşiretin diğer ileri gelenleri bu davetten şüphelenerek; Bunda bir kasıt olabilir; gitmeyin diyorlarsa da Nebi Bey “Erkek Koyunun eti tillede(kasap dükkânı cengeli) gerek” Cevabini vererek yola çıkar ve Konya’ya düğün evine varır. Ziyafet ve eğlenceler bittikten sonra gece istirahatı için kendilerine ayrılan misafirhaneye götürülürler. Bu evde önceden tertibat alınmış, yatak odasının yüklük denilen büyük dolabına güçlü kuvvetli üç kişi saklanmıştır. Misafirler yatak odasına girip yatağa yatıp uykuya daldıktan sonra yüklükteki adamlar hemen çıkıp uyuyanların üzerine çullanarak öldürürler ve kimselere sezdirmeden ölüleri de kaybederler. * Ertesi sabah etrafa, Nebi Bey gece kaçmış haberi yayılır ve bir atıyla Karaman’a yollayarak “Nebi Bey bir şüphe üzerine gece çıkıp gitmiş, buralara geldi mi?” diye sözde arayıcı gönderirler. İşte bu suretle başarılı bir planla amaçlarına ulaşırlar. Bir denilişe göre de Alanya yörelerinden Larende dolaylarına gelen Cin İmamoğulları denilen üç kardeş Morcalı yöresini beğenerek burada yurt tutmuşlar ve böylelikle bu aileler buralarda çoğalırlar. Yukarıda öyküsü gecen Nebi Bey de bu üç kardeşten birisi olabilir. * 1844 yılı Temettuat Defterine göre Morcalı köyü 42 haneli büyükçe bir köydür. Burası Sipahi tımarı olarak kaydedilmiştir. Gümüş Bey, Sipahi Abid Bey, Hüseyin Bey ve Selim Efendi’nin hisseleri vardır. * Köyde bu tarihte bulunan kişilerin lakapları ise şöyledir: İmam İbrahim Oğlu Mehmet Efendi, Koca Ali’nin Veli, Hesapçının İbiş Oğlu Mehmet, Cingöz Köse Ali, Köse Ali’nin İsmail, Nurullah’ın Osman, Tatar Musa’nın Abdil, Kara Yusuf’un Mehmet, Samir Ali’nin Mehmet, Ahmet’in Kara Ali, İbiş Kethüda oğlu Mehmet ve Yusuf, Kara Ahmet’in Ali, Köse Osman’ın Mahmut, Mustafa’nın Molla Ali, Koçaş İbrahim, Kethüdaoğlu Hüseyin, Gök Ali, Koçaş İbrahim’in Ali, Nurullah’ın Ahmet, Kara Osman’ın Ali, Kara Ali’nin İsmail, Tatar Süleyman, Kara Veli, Küçük Mustafa, Şirin Mehmet’in Ahmet, Tatar İsmail’in Mehmet, Kel Ahmet’in Ali, Göde Ali’nin Mehmet, Kel Ahmet’in Hasan, Kara Yusuf ve oğlu İbrahim, Kel İsa’nın İbrahim, Hancı Mehmet, Deli İbrahim, Cin Hüseyin’in Ali, Kara Süleyman’ın İbrahim, Kara Veli’nin Süleyman, Dudu Mehmet’in Ali, Hüseyin Kethüdaoğlu Recep, Hayta Mehmet. * Morcalı Köyünde; Ali Beke Türbesi denilen bir türbe vardır. Çocuğu olmayanlar, buraya gelerek kurban keserler ve Allah’tan zürriyet dilerler. Çok sınanmış yerlerden sayılır. Erkek Çocuğu olanlar çocuklarına Ali Beke adı verilir. Yöre halkının anlatımlarıyla bu köyde Kuz Dede adlı yatırın olduğu söylenmektedir. Köy halkının geçimi tarım ve hayvancılıktır. Bahçe tarımında öncülük eden köylerden birisidir. Morcalı köyü soğanı ile ünlüdür. Bu köyde yetiştirilen soğanların kışlık olması ve uzun süre bozulmadan durması ün yapmasında etkili olmuştur. Köyde iklimin elverdiği her türlü sebze ve meyve yetiştirilmektedir. * Yöresel Yemekler Hamur aşları, Sütlü ,yoğurtlu çorba, yahni, bulgur pilavı, arabaşı çorbası, Bozsulu,Sıkma,saç böreği,çörek,mayalı,sebit ekmeği(yufka) ..........06.10.2021 Araştırmacı Tarih Öğretmeni; Osman Ülkümen Kaynak;Karamandan Com.Wep.Sitesi İlave ek bilğiler;Muammet Çalar"Aşık Çağlari" Derleyip aktaran;Resul Civcik OzanResuli
MORCALİ GÖZELLEMESİ "KARAMAN"
Adam olur çok zeki’dir doğanı Karaman ilinde Morcali Köyü Hiç bozulmaz pek meşhurdur soğanı Herkesin dilinde Morcali Köyü Larende’nin güneyinden bakıyor Öz’den sular gürül gürül akıyor Kartallar uçuyor keklik şakıyor Serçesi dalında Morcali Köyü Tarihi kalıntı dolu mezeri Karaman Ermenek yolu üzeri Sökün eylemişler dolu gezeri Yaban’ın elinde Morcali Köyü Doğusu Boyalı Burhan önünde Çavuşpınarı tam kuzey yönünde Erenkavak Aybastı yol sonunda Komşular kolunda Morcali Köyü Honamlı Yörüğü Avşar boyundan Nure Sofi Mehmet Bey’in huyundan Tamamı Türk soyu Türk’ün soyundan Türkçe bal dilinde Morcali Köyü Topraklar verimli nimet doludur Verme;dede dağı yüce uludur İbliz çakılı sur tarih yoludur Ay yıldız solunda Morcali Köyü Erenler ocağı serveti nidem Uzun oğlan Ali Beke Kuz Dede’m Can yurdumuz yeryüzünde bir Didem İşleri yolunda Morcali Köyü Hâl hatır sorarlar sana anında Cana yakın insan kaynar kanında Ulaşımı kolay şehrin yanında Tez çabuk bulun da Morcali Köyü İş ehli Analar aşın hamali Seksen sülale’den olmuş şemali Ozan Durmuş değer çiftçi Cumali Sazların telinde Morcali Köyü Yetmiş altı senesi’nde sel gelmiş Fadime Gedik’i boğarak almış Aşık Çağlari’den Türküsü kalmış Ağıtlar selinde Morcali Köyü Taşdibi Gökali Kuz Pınarı var Turhan Toros Akkuyu’da dolu kar Fiderişbeleni Eskiköy’ü gör Öğrenip bilinde Morcali Köyü Kaklık Kapuz Kelbelen’i ekilir Suluköprü Yar’a bostan dikilir Kumyer Akpınar’dan mahsül çekilir Çevizler dalında Morcali Köyü İni’önü’n de çok rızık bulurlar Dutuönü’nden bol verim alırlar Verene el açar huzur olurlar Şükür var halinde Morcali Köyü Cana can katıyor emmi dayısı Bahar’ı ne hoştur nisan mayısı Elma Armut Kiraz Dut var Kayısı Reçeller külünde Morcali Köyü Ceviz’le yapılır pestil bandırma Çökelek Peynir’li sıkma sündürme Pekmezi organik yoktur kandırma Üzüm’ün balın da Morcali Köyü Yüce Hâkk burayı bize yar’etmış Burası Türklere Vatan durakmış Romalı Hititler izler bırakmış Tarih var külünde Morcali Köyü Ambarında darı buğdayında un Halısı dokuma koyunundan yün Burayı gezmeye yetmez ki bir gün Yatmalı çulunda Morcali Köyü Tarihi dokusu değer yüklüyor Tarlada insanı pancar tekliyor Ozan Resuli’yi bu yurt bekliyor Huzurla kalında Morcali Köyü ................13.10.2021 Resul Civcik"Ozan Resuli"Ayrancı/Karaman Fotoğraf;Anonim ............................................................................. Bu Şiirimi;Karaman ili Morcali Köyü Halkına İthaf ediyorum. Okuyup hislenip beğenen yorumlayan Canlara, Selâm ve Duâ ile Herşey gönlünüzce olsun. |
Yüreğinize, kaleminize sağlık. Sonsuz saygılar...