İ L H A M V E T E L K İ NAkıl, kıyas ile çalıştığından; bu şiirin giriş yazısını da; kıyas yapmak için, ressamların yaptığı tablolardaki resimleri misal verelim. Bütün ressamlar bir tablo yaparken, ister bir resme bakarak, ister bir canlı model ile çalışarak, isterse de hayali bir resim yapsınlar.. mutlaka ve mutlaka, iki tesir altında kalırlar. Bu iki sayısını, üçe veya daha üstüne çıkaramadığımız gibi, bire de indiremeyiz. Çünkü burada, sadece ve sadece iki büyük tesir rol oynar: Bu tesirlerin birincisi “RAHMANİ TESİRDİR” ve kesinlikle, Allah’ın koymuş olduğu yasalar, kurallar ve “izinler” içinde gerçekleşir. Şayet ressam; bir kadın resmi çizecek ise, o kadının güzelliğini, edep ve ahlak sınırları içinde ve sadece Rabb’inin yarattığı güzelliği, yine O’nun verdiği ruhsat istikametinde, resmetmek adına yapar. Allah (C.C.) korkusundan haramın, sınırlarına dahi yaklaşmaz. İşte bu tesire bizler, Rahmani olduğu ve Allah (C.C.)dan , melekler vasıtası ile gelerek.. veya doğrudan gönüle aktığı için, “İLHÂM” deriz. Bu tesir (yani, ilhâm) gönül yoluyla akla ve mantığa yansır ve her insanın hayatında ve hayatın her alanında pratik yaşama geçilerek.. sürdürülür. Bu tesirlerin ikincisi ise, “ŞEYTANİ TESİRDİR” ve ressam; kesinlikle, Allah’ın koymuş olduğu kurallarını, yasaklarını dinlemez ve o kanunlara karşı çıkmak için, her türlü; rezilliği, pespayeliği, ahlâksızlığı ve şerefsizliği.. yapar. Şayet bir kadın resmi çizecek ise, o kadının güzelliğini edepsizlik içinde ve ahlâktan yoksun olarak, çırıl-çıplak ve kadının kendisine has o güzelliğini, seyredenlere, en şehvet verici bir şekilde çizer. Helâlden uzak ve hep, haram sınırları içinde bulunurlar. Bu tesirler; bizlere Şeytan, Şeytan’ın çocukları şeytanlar ve gayrimüslim olan cinler tarafından, nefislerimize fısıldamaları neticesinde meydana gelir. Şeytani olduğu; yani Şeytan, şeytanlardan ve cinlerden esinlenme suretiyle geldiğinden ve gönül yerine doğrudan kalbe, oradan da akla yansıdığı için; bizler bu esinlenmeye de, “TELKİN veya KEHANET" deriz. Veya konumuza bir başka açıdan, şöyle bakabiliriz. Zıtlar alemi’nden, gönlümüze, kalbimize ve nefsimize, uçuşarak gelen.. iki adet, görünmez ana fikir veya bilgi/ilim vardır. Birisi, Rabb’imizden ve Rabb’imizin izniyle; okyanuslar misali ve de melekler vasıtasiyle akıp gelen, ancak kullarının; kabı, ruhsal ve dini eğitimi, altyapısı, bilgisi, görgüsü, ilmi ve idraki.. kadarını, otomatik olarak yakaladığı, “İLHÂM”lardır. “İnsanların gönül radarları!” ile, bu ilâhi ve pozitif enerjiyi açık olan kullara ne mutlu. Bu pozitif enerjinin lütuf olacak meyvelerini, hem bu Dünya’da ve hem de Ahiret aleminde, yer yer yer.. de, bir türlü bitiremez ve de bir türlü doymazlar. Çünkü, doyulacak gibi bir lezzet değildir. Bu tadı, ancak tadanlar bilir. Allah, (C.C.) cümle Müslümanlara; bu tadı tatmayı, nasip etsin. (amin) Bir diğeri ise, yine Rabb’imizin izniyle; okyanuslar misali Şeytan ve de Şeytan’ın çocukları olan şeytanlar, cinler, şeytanlaşmış insanların ve kişilerin kendi öz nefisleri vasıtasiyle, ancak kullarının; dine ve maneviyata karşı oluşları, kabı, ruhsal evrimsizliği, kişinin bilgisizliği, görgüsüzlüğü, ahlâksızlığı ve rezilliği.. yüzünden, otomatik olarak yakalandığı “VESVESE veya TELKİN”lerdir. “Nefislerinin hamlığı yüzünden” bu ilâhi ve negatif enerjiye müstehak olarak, mecburen yakalananlara ne yazık. Bu enerjinin bir ceza olacak sonuçlarını, hem bu Dünya’da ve hem de Ahiret aleminde çeker, çeker, çekerler de.. bir türlü bitiremezler. Çünkü, bitecek gibi bir birikim değildir. Bu cezayı da, ancak çekenler bilir. Allah, (C.C.) cümle Müslüman’ları bu cezadan ve bu cezaya sebep olan, Şeytan’dan, şeytanlardan, cinlerden, şeytanlaşmış insanlardan ve kör nefislerinden koruyup, muhafaza etsin. (amin) Soru: Size bu iki tesirden, hangisi daha çok “gelir gider?..” Farkında mısınız? Yoksa, henüz daha bu işin başında ve farkında değil misiniz?.. İşte sizlere, gönüllere hitab eden ilhâm’ın ve nefislere hitabeden telkin’in, bir panoraması Şimdi bu pozitif enerjinin mahsülü, “İLHÂM ve negatif enerjinin mahsülü,TELKİN”i bir de şiir içinde yakından inceleyelim… İ L H A M - V E - T E L K İ N ŞİİR NO: 34 *** 10-10-2012 Bazan, mechûlden bir damla düşer.. gönlümde, bırakır bir iz, Yeri, yönü ve ahengi, şekli ve şemaili.. belirsiz. Hiç ama hiç, çıt çıkarmaz; her zaman, sessizden de çok sessiz, Bir rengi, bir kokusu, bir de dengi yok ve de çok çelimsiz. Onun, hiçbir kütlesi ve ağırlığı yok, çünkü hacimsiz, ** Fırtınası sürer.. bazan uzun süreli, bazan süresiz. Sükûnetimi alt-üst eder, etkisi adeta benzersiz, Yalnızdır, her zaman; hem yetim, hem de benim gibi kimsesiz. Özünde, şeytani ve Rahmani fikirler taşır, dengesiz, Bu fikirler; bazan çok yücedir, bazan da çok meymenetsiz. ** ** ** Bu fikirler; çoğu kere, Şeytanın kurnaz bir telkinidir, İnsanı azdıran bu mel’un’un, “insanlarla derdi nedir?..” O, Rahman’ın huzurundan bile kovulmuş, pek lâ’netlidir; Taşıyor, uhdesinde kocaman; benlik, ucup, kin ve kibir, Fitnesi ise; “nefislere, baldan dahi tatlı bir zehir,” ** İnsanın kalbini çeler.. sanki cehenneme çevirir. En beklenilmeyen bir zamanda, davetsizce çıkagelir, “Miraç!” adına.. dikilmiş, bütün merdivenleri devirir. Hep, Rahman’a devamlı isyan eder, hep inatla direnir, Kul’u ile Rahim’i arasına, rezilce giriverir… ** ** ** Bu fikir, bazan da; meleklerin sundukları, bir “İLHAM”dır, Rahman’dan, kuluna; Rabb’in sözü, ilâhi bir ikrâmdır; ALİM’in, “İlim Sıfatı”ndan kopup gelen.. bir damlasıdır, Melekler ile taşınan, Rabban-î “lütf-û ve ihsanı’dır,” Kullarına, bir “fazl-ı keremi” ve Rezzak sıfatı’dır. ** Hata ve sürçmeye karşı, hem ilacı, hem de fermanıdır; İhlâs ve istiğfarla.. kir’den arınmanın başlangıcıdır. Zikir ve salat’sa; gerçeğe açılan, giriş kapısıdır Hizmete ve himmete açılan sırların ilk yapısıdır. Garip Mürsel’in, “akledenlerin aklına” uyarısıdır. ** 11-10-2012 SAAT: 04:00 Konak-İZMİR. Mürsel Münevveroğlu ([email protected]) |
Güzel bir hafta sonu, yine şiirle çıktık yola
Kutlarım kalemini ve eserini
Gönlüne, abad olsun, huzurla dolsun. Tüm şiirlerin ŞAH ESER vede benzersiz olsun
Sonsuzluğun sahibine emanet olasın, sağlıcakla kalasın