Hüzün Bir Garip Kuş ...Hüzün Bir Garip Kuş ... hüzün bir garip kuş... kolu kanadı kırık geldi bana, şimdi yaralarını sarıyorum, dur bekle uçacak daha... o da sevgi ister... hüzün bir garip yaralı kuş… tanrı misafiri ne de olsa, eyvallah çektim elbet, başım gözüm üstüne… önceleri ne de sıskaydı, avuçlarında kalbinin her atışı yüreğini titretirdi hüzün bir garip yaralı kuş… belliydi bu diyarlardan olmadığı tamam da ne geziyordu buralarda, sordum durdum bir o yana bir bu yana, konu komşu bi haberdi belli bana gelmişti… o benim için di, yaşamımın bu arsız kesitinde gönlümün en derinine nüfuz etmişti bir kere, doyasıya kokladım bastım bağrıma beraber iyileşecektik, iyi oldukça tomurcuk tomurcuk güller açacaktı bi an baktı benim bu saf halime, hüzün bir garip bilge kuş, sessizce fısıldadı bana; bazılarının dermanı yok ki bekleme, iyileşmeyecek olanların ağıdını yakma gelen de kalan da giden de O’ndan ne sen ne ben ne de bir başka fani lokmasından gelen acıya engel olamaz hesap soramaz… önceleri dert edindim kendime, ne demek ağıt yakma, elbet derdini veren dermanını da verirdi yoksa olur muydu hiç, kimler neler anlatmışlardı hep, yoksa! olur muydu hiç … zaman her şeyin ilacı, anladım yavaş yavaş, olurdu işte bal gibi de olurdu hüzün bir garip yaralı dost, alıştı bana ben de ona, hani övünmek gibi de olmasın iyi bakmıştım, nereye gitsem yanımdaydı kimselere emanet etmedim, edilir miydi hiç… ama hakkını da vereyim, o da beni hiç yalnız bırakmadı, ne akşamları gittiğim viranelerde, ne de dinlediğim hasret yüklü, nemli türkülerde, hiç yok demedi bana, geldi nereye sürüklediysem onu gün oldu balık tutmaya çıktık, kovamız boş dönerken omuzlarımda kendisi kulaklarımda kahkahasıyla.. gün oldu Balat’ın özüne bakındık beraber, taşların hepsi ağıtlarda, eşlik ettik sessizce dingin çığlıklarına… derken bir şey farkettim günün birinde, artık avuçlarımdayken sakindi, o cılız halinden eser kalmamış, tüm güveni kendinde sebep ortada değil mi, sebep o… sebep bir küçük merhaba, sebep o…. kabul ettim, uçmasına izin verecektim, gene her zaman gittiğim sahile gittim, onu en çok gün batımında ufuk çizgisine doğru yol alırken izlemek istiyordum gitsin, güneşe dokunsun… açtım avuçlarımı göğe doğru baktı bana, ağlamaklı oldum... kanatlarını çırptı, yükseldi önce hadi biraz daha, ha gayret evet oluyor biraz daha gayret derken avuçlarıma düştü gene… hüzün bir garip şapşal kuş hüzün, bir garip berduş kuş benim yaralı kuşum... bu kış da kaldı benimle… 11/02/2008 ibrahim gümüş / istanbul |
KALEMİNİZ DAİM OLSUN