SARIVELİLER GÖZELLEMESİ "KARAMAN"Şiirin hikayesini görmek için tıklayın KARAMAN SARIVELİLER İLÇESİ’NİN KÜNYESİ
İlçenin ismi önceleri “Başdere” iken daha sonra “Sarıveliler” olarak değiştirilmiştir. Sarıveliler ismine ait ilk yazılı kayıtlar, 1840 yılına aittir. Ancak bugün bile, Başdere adı, vadinin tamamına verilen bir isimdir. 1518 yılına ait tapu tahrir defterlerindeki isimler incelendiğinde: 14 tane veli isimli şahıs kaydedilmiş ve bu şahıslardan birinin adı Salih oğlu Sarıveli’dir. İlçe Türkmen oymakları tarafından kurulmuştur. Sarıveli yerleşim alanı içinde, Bizans dönemine ait tepe yerleşim yeri vardır. Günümüze kadar Türk yerleşmesi öncesi yapıya rastlanmamıştır. Bu durum, ilçenin Türkmen unsurlar tarafından kurulduğu bilgisini güçlendirir. Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın bölgeyi fethinden sonra Türkmenler tarafından Başdere adıyla iskan edilen ilçe, öncelikle Karamanoğulları yönetimi sonrasında ise, Osmanlı idaresine dahil olmuştur. * Mahalle Sayı:19 * Köy Sayısı:10 * Kasaba;1 * Belediyeler;2 * Nüfusu;12601 Sarıveliler ilçesi Akdeniz Bölgesinin kuzeyinde Orta Torosların Güney yamaçlarında Göksu havzasını kapsayan, Taşeli Platosunda yer alan ilçenin doğusunda Ermenek, kuzeydoğusunda Başyayla, kuzeyinde Taşkent, güneyinde Gazipaşa, güneybatısında Alanya ilçeleri ile çevrilidir. İlçe sınırları aynı zamanda Karaman-Konya ve Karaman-Antalya il sınırlarının bir kısmını oluşturmaktadır. İlçeye bağlı 1 belde ve 10 köy bulunmaktadır. Bunlar Göktepe Belediyesi ile Civler, Civandere, Çevrekavak, Uğurlu, Esentepe, Günder, Işıklı, Daran, Koçaşlı ve Dumlugöze köyleridir. İlçeye en yakın köy Çevrekavak, en uzak köy Dumlugöze köyüdür. * Tarihçesi;1 Tarihçe İlçenin ilk kuruluşu ve yerleşim yeri oluşu hakkında elimizde kesin bir bilgi olmamakla beraber, Romalılar devrinde ilk yerleşim yeri olarak kurulmuş olabileceği tahmin edilmektedir. Ancak çevresinde bulunan tarihi kalıntılar ile Göktepe ve Uğurlu Körüstanlarındaki kabartmalar ve kaya mezarlarının incelenmesinden MÖ 2000’li yıllarda yerleşim yeri olarak kurulduğu tahmin edilmektedir. Karamanoğlu Beyliği zamanında Ermenek’e bağlı bir yerleşim yeri olmuştur ve Avşar Türkmenleri bu bölgeye yerleşmiştir. Selçuklu Sultanlarından Alaaddin Keykubat’ın Alanya’nın fethi sırasında Erenler Dağında ve Civandere köyümüzdeki At Meydanı mevkiinde konakladıkları rivayet olunmaktadır. Osmanlı Devleti zamanında Ermenek’e bağlı bir yerleşim yeri olarak kalan ilçe, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren 1967 yılına kadar köy statüsünde olup, 1967 yılında Turcalar ve K. Karapınar köyleri ile Sarıveliler köyünün birleşmesi ile kasaba olmuş, 27 Mayıs 1990 tarihinde ise 3644 sayılı yasa ile İlçe olmuş, 30 Ağustos 1991 tarihinde İlçe Kaymakamının göreve başlaması ile İlçelik statüsüne kavuşmuştur. 2009 yılında yapılan yerel referandum ile Ortaköy ve Adiller Köyleri de İlçeye bağlanarak mahalle statüsüne kavuşmuştur. * KÜLTÜREL YAPISI VE FESTİVALLERİ "ÇİÇEK HASAT ETKİNLİKLERİ KARDELEN FESTİVALİ:" Her yıl Haziran ayında, Kaymakamlık tarafından yapılır. Dumlugöze köyünde yetişen kardelen çiçeklerinin, 1996 yılından itibaren hasat edilerek ihraç edilmeye başlanmasıyla ilçede kardelen önemli bir ekonomik faaliyet haline gelmiştir. 1996 yılında Türkiye’de ilk “Kardelen Hasat Festivali” düzenlenmiştir. "KARACAOĞLAN VE YAYLA ŞENLİKLERİ:" Her yıl Haziran-Eylül ayları arasında yapılan şenlik, yayla kültürünün yaşatılarak ziyaretçilere anlatılması amacıyla yapılır. Bununla birlikte özellikle Alanya, Mut gibi sahil beldelerinden gelerek 6-8 ay Taşeli Platosundaki yaylalarda yaşayan kişilerin yöreyi benimsemesi ve sahip çıkması, şenliğin bir diğer önemli amacıdır. "BÜĞÜLÜ BABA SULTAN KÜLTÜR SANAT VE CEVİZ ÜRÜNLERİ FESTİVALİ:" İlçede elma ve kirazdan sonra en fazla üretimi yapılan ürün cevizdir. İklim ve toprak yapısı, ceviz üretimi için idealdir. Kaliteli ve verimli ceviz üretimi yapılır. Festival Büklü Baba Sultan Kültür Festivaliyle birleştirilmiştir. * Şifalı çamur: Festivalde ziyaretçilere Büklü Babayı ziyaret etmesi, türbe yanında şifalı çamurdan yararlanması sağlanır. Cilt hastalıklarına şifa veren, pembe renge yakın hafif petrol tüten çamur ve yağlı çamur yerden çıkar. Hatta söylenenlere göre, çamur, ziyaret eden kaç kişi olursa olsun onların ağırlığı kadar yerden kabarcıklar halinde çıkar. Büklü veya Büğülü Baba ismi ile tanınan kişinin, zamanında İçel Mutasarrıfının yakalandığı ve ayak bölgesinde nükseden temreği rahatsızlığını, bu çamur ile tedavi etmesiyle gündeme gelmiştir. Günümüzde çamur şifalı olarak kabul edilmektedir. Halk arasında: sedef hastalığı, Tuzlu balgam hastalığı, Egzama, Gül hastalığı, Temreği, Güneş yanığı, Kurt eşeni (kaşıntı), Mayasıl, Mantar, Kızıl ve Kızamık hastalıklarına iyi geldiğine inanılmaktadır. * GEZİLECEK YERLER: HACI SALİH CAMİİ: İlçe merkezinde, Karapınar mahallesinde halen kullanılan mezarlık içerisinde, doğal bir teras üzerindedir. Dikdörtgen planlı olarak, düzensiz taşlardan, ahşap hatıl destekli olarak yapılmış taş duvar, kireç harcı ile yapılmıştır. Cami yapı olarak enine bir mekan anlayışı gösterir. İç mekan düzensiz yapılmış, büyüklü küçüklü pencerelerle aydınlatılmıştır. Kitabesi bulunmayan cami: plan özellikleri bakımından 14’ncü yüzyılda Karamanoğulları Beyliği dönemine tarihlenir. Zaman içinde, mekan batı yönünde, aynı malzeme kullanılarak 2 metre genişletilmiştir. Bu işlem sonucunda ise, batı giriş kapısı ve 2 mezar cami içinde kalmıştır. Doğu duvarı bitişiğinde depo ve abdest alma yeri olarak, yaklaşık 2 metre genişliğinde ilave yapılmıştır. KARAÇAYIR MEVKİİ: Sarıveliler ilçesi, karasal iklim özellikleri taşıdığından kış ayları soğuk ve bol yağışlı geçer. Karaçayır mevkii, ilçe merkezinin batısında, yaklaşık 7 km uzaklıkta bulunur. Kayak turizmi için elverişli olan bölge 1750-2050 metre rakıma sahiptir. Bölgede yüzde 50 eğimli alanlar olmakla birlikte, arazinin eğitim genellikle yüzde 10 ile yüzde 30 arasında değişir. Ağırlıklı olarak ise yüzde 20’lerde seyreder. İklim ve yükseltiye bağlı olarak yoğun kar yağışına maruz kalan bölgede yağan kar yaz aylarına kadar araziyi kaplamaktadır. Bölgeye yağan kar, yılın yaklaşık 5-6 aylık kısmında niteliğini bozmadan kalır. Tek seferde aralıksız olarak kayak yapılabilecek geniş yapısı ve ağaçsız dokusu, önemli bir kayak merkezi olabilecek potansiyel sunmaktadır. Bölgede kayak yapabilecek hat uzunluğu, yer yer 1.5 kilometreyi bulur. Ancak unutmamak gerekir ki, şu anda burada herhangi bir kayak tesisi bulunmuyor. Umarım ileride uygun kayak tesisleri açılır ve bölgenin turizm canlılığı artar. GÜNEŞ SEYİR TEPESİ: Erenler (Erengirit) dağında, 2330 metre yükseklikteki ender noktalardan bir tanesi, gerek kayak merkezi oluşturmaya ve gerekse güneşin doğuşunu ve batışını izlemeye son derece uygundur. Erenler dağının yüksekliği, yaklaşık olarak 2330 metredir. Dağın doğu ve batı olmak üzere, iki tane zirvesi bulunur. Doğudaki “Dua Tepe”, Batıdaki ise “Oklalık Tepe” dir. Hasanşeyh, Yatağan, Sağlık ve Doğanbey’deki yöre halkının kutsal saydığı dağdaki kalıntıların antik değeri olduğu bilinmektedir. Çünkü dağın eteklerinde keramik parçaları bulunmaktadır. Dağın zirvelerinde, Roma döneminden kalma kilise temelleriyle Orta Çağ’dan beri kullanılan İslami döneme ait mescitler ve namazgahlar vardır. Ancak Orta Asya’daki Oğuz Boylarını andıran taş kulelerin varlığı burada Şamanizm etkilerinin varlığını yansıtır. Diğer taraftan Fasıllar ve Eflatunpınar’daki Hitit Dağ Tanrıları kültü de buradaki kültürlerle ilişkilidir. BARÇIN YAYLASI: Taşeli platosundadır. Toros dağları çevresinde orman içinde, temiz ve tatlı su kaynakları olan, zengin endemik bitki yapısına sahip, temiz havaya sahip doğal güzellikleriyle doğaseverlerin yoğun ilgisini çekmektedir. Barcın adının, Türkistan’da Oğuz Türkleri arasında yaşamış “Barçın Hatun” adı ile ünlü bir hatundan geldiği düşünülmektedir. Uygur Türçesinde Barçın, aynı zamanda, bir kumaş türüdür ve kadifeye verilen isimdir. Kaşgarlı Mahmut, Divanü Lügatı Türk adlı eserinde, Barçın’ın “ipekli kumaş” anlamına geldiğini yazar. Nisan ayından itibaren yaylaya gelmeye başlanır. Yayla, Temmuz ayında en yoğun günlerini yaşar, Eylül başından itibaren yoğunluk azalır. Yaylada yaşayanlar, ihtiyaçlarını Sarıveliler-Taşkent karayolu üzerinde kurulan Yörük Pazarından temin ederler. SARIVELİLER ROMA KALESİ: Kale mevkiinde, çeşitli medeniyetlere ait izler bulunur. Bunlar; Göktepe köristanı, Uğurlu köristanı ve Çukurbağ kalesidir. Sarıveliler kalesi, Turcalar mahallesi sınırları içindedir. Yörede “Tepe” olarak adlandırılan bölge, ilk olarak 1960 yılı sonlarında yabancı araştırmacılar tarafından ziyaret edilmiştir. 1967 yılında iki İngiliz tarafından ziyaret edilen Tepe Mevkii, başlangıçta burasını “İsauria” bölgesi kentlerinden birisi olduğunu düşünmüşlerdir. Ancak araziyi gezince, kalıntı sahasının “Sarıveliler kalesi” şeklinde tanımlayıp, arkeoloji literatürüne bu şekilde girmesini sağlamışlardır. Sarıveliler kalesi temelinde: kayalık, sarnıç, oyunlu ve zirvesinde de erken Bizans izlerini taşıyan bir kilise kalıntıları vardır. Güney ve batı yönünde, bir gemiye benzeyen uzantıya sahip olan kale bölgesinde bulunan kilise duvarları, içindeki renkler, çevresindeki yapılar yer yer durmaktadır. Kalenin doğu cephesinde ise, oyuntular mevcuttur. GÖKTEPE: İlçe merkezine bağlı bu kasaba, Güney Torosların eteklerindedir. Eski adı “Fariske” dir ve Roma dönemine ait mağara ve mezarlar bulunur. Burada aynı zamanda güneşin batışı izlenmektedir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde: “Göktepe, Akdeniz’e inen en kısa yol alması sebebiyle sürekli yol güzergahı olmuş, Roma, Bizans, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerinde de önemini sürekli korumuştur. * Köristan bölgesi: Göktepe kasabasının 4 km güney batısında: Köristan denen yerde, Roma ve Bizans dönemlerine ait oyma kral mezarları bölgenin en önemli yeridir. Yumuşak tüf kayaçların oyulması yöntemiyle inşa edilen kaya mezarlarının üst kısmında, taş sütun ve insan başına sarılmış, yılan resimleri görülmektedir. Bölgedeki bazı mezarlarda ise yukarıdan aşağıya sarkan çiçek motifleri ve Latince yazılmış yazılar bulunur. Yine bu bölgede kapakları üzerinde kabaca kompoze edilmiş yatar vaziyette aslan kabartmaları, yüksek ve taş kemer üzerine dam örtülü, geçmiş döneme ait önemli ve tarihi değeri olan yapılan mevcuttur. * Uğurlu Köristanı: Başdere havzası içinde, Uğurlu köyü yakınındadır. Bu bölgede bulunan Roma dönemi kaya mezarlarındaki resim ve motiflerin birçoğu zaman içerisinde doğal aşınma yolu ile veya yerel halk ya da definecilerin verdiği tahribat ile yok olmuştur. Diğer yandan az sayıdaki kaya mezarının kümes ve benzeri amaçlı kullanıldığı saptanmıştır. Yaşanan olumsuzluklara rağmen Uğurlu Köristan’ında bölge için önemli bir turistik çekicilik alanını teşkil etmektedir. * Çukurbağ: Roma dönemi kaya mezarlarına ev sahipliği yapan Çukurbağ’da aynı zamanda Şahinler Kalesi veya Çukurbağ Asar Kalesi olarak isimlendirilen antik bir kale bulunmaktadır. Göktepe, Uğurlu ve Çukurbağ Köristanlarında bulunan kilise kalıntıları ve kaya mezarlarındaki ilk Hıristiyanlık sembolleri olan balık, asma, üzüm, güvercin kabartmalı yontu ve siteller yörenin önemini daha da arttırır. EVLİYA AKSAKAL ÜMMİ SİNAN EVİ: Asıl ismi Yusuf olan Aksakal Ümmi Sinan Hazretlerinin doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Ancak tahminlere göre Ümmi Sinan 1560’lı yıllarda doğmuş ve 1657 yılında vefat etmiştir. Ümmi Sinan, kendi yazdığı Kutbül-meani isimli eserinde, babasının isminin İbrahim olduğunu belirtir. Yaşadığı dönemin önemli şahsiyetlerindendir. Elmalılı Yusuf Ümmi Sinan olarak tanınan Ümmi Sinan, yazmış olduğu şiirlerinde divan şairleri gibi, mahlas yani takma isim kullanmıştır. Ancak Ümmi Sinan’ın mahlasını, hem Ümmi Sinan hem Sinan Ümmi olarak iki şekilde de kullanması, kaynaklarda farklı şekillerde yazılmasına ve anılmasına yol açmıştır. Ümmi Sinan: ermiş bir kişidir. Kendisi hakkındaki rivayetlere göre “doğar doğmaz beşiğin arkasına saklanmış ve Ana bana bir giyecek verir misin demiştir. Annesi tarafından giysileri verilmiştir. Gün geçtikçe Aksakal büyümüş, aksakallı olduğu için annesi evden dışarı bırakmamıştır. Günlerden bir gün annesi hamur yoğurur. Yufka ekmek yapmaya başlar. Oğlu Aksakal da ocakta yufka ekmeği pişirirken annesine yardım eder. Bir ara saçın üzerindeki yufka ekmek yanmaya başlar. Çünkü Aksakal bir süre ekmeği çevirmemiştir. Annesi Oğlum ekmeği neden yaktın diye elindeki oklavayı uyarı niteliğinde oğluna vurunca, oğlu Aksakal “Ana sırtında odun yüklü bir katır Çindiri Dağı’nın uçurumundan geçerken katırın bir ayağı çırptı. Katır uçuruma nerede ise yuvarlanacaktı. Tam bu an katırın sahibi kimsesiz kadın “Yetiş Aksakal Efendim” dedi. Ben de “katırın ayağının altına omzumu tuttum. Katır düşmekten kurtuldu” der ve katırın çırpan ayağındaki nal çakılı çivilerinin yaraladığı izleri anasına gösterir.” Aksakal’ın bu yaralı omzunu gören Anası, oğlunun ermiş bir kişi olduğunu anlar. "Günümüzde yöre halkı, Cuma günleri Ümmi Sinan Hazretlerinin evini ziyarete ederek “Yetiş Aksakal Efendi” diye dua ederler." * KARACAOĞLAN’IN MEZARI: 17’nci yüzyıl halk şairi olan Karacaoğlan’ın yaşamı hakkında fazla bilgi yoktur. Ancak 1606 yılında doğduğu ve 1679-1689 yılları arasında öldüğü sanılmaktadır. Akşehirli Hoca Efendi’ye göre: köyde yaşayan Osman Ağa adlı kişi Karacaoğlan’ı evlat edinir. Karacaoğlan üvey babasının kendisini, köyde yaşayan sağır ve dilsiz bir kızla evlendirmek istemesi üzerine, kız kardeşlerini de alarak Bursa’ya göç eder. Bundan sonraki süreçte ölüm tarihi ve yeri bilinmez. Ancak Mersin-Mut ilçesinde, Karacaoğlan’a ait bir anıt mezar bulunmakla birlikte, 2014 yılında Sarıveliler ilçesi Hacı Salih Camisinde yapılan restorasyon çalışmaları sırasında bir mezar taşı bulunur ve mezar taşına göre Karacaoğlan, Sarıveliler ilçesinde vefat etmiş ve mezarı buradadır. Mezar taşı, cami restorasyonu sırasında, iş makinaları tarafından bahçede bulunmuştur. Osmanlıca metin anlaşılmamış ve Konya Necmeddin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okunmuş, mezar taşında “Karacaoğlan’ın ruhuna fatiha” yazdığı belirlenmiştir. * YEŞİLDİREK MAĞARASI: İlçe merkezine bağlı Dedekoyağı mevkiindedir. Mağara kalkerli karstik arazi içindedir. Yaklaşık 750 metre uzunluğundadır. Sarıveliler-Taşkent karayolunun 5’nci kilometresinde, yaylalar mevkiinden başlayan yaklaşık 3 kilometrelik patika yol ile ulaşılır. Mağara içinde çok sayıda sarkıt ve dikit oluşumu vardır. Mağaranın orta bölmesinde, doğal temiz kaynak suyu bulunur. Mağarada kireçtaşı oluştuğundan mağaranın rengi siyahtan yeşile dönmüştür. Yeşildirek mağarası, Doğal Sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır. * ARAZİ YAPISI İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği ortalama olarak 1650 metre olup, bu yükseklik yaylalarda 1850 metreye kadar ulaşmaktadır. İlçe 343 km² lik bir alanı kaplamaktadır. Yerleşim olarak Orta Torosların eteklerinde kurulduğundan dolayı bölge dağlık olup, tarım arazileri ise kıt, yamaç arazilerde tarım yapılmaktadır. İlçeden Göksu ırmağının kolları geçmekte olup, bu çaylar derin vadiler oluşturmuştur. İlçenin tamamında %30 eğim bulunmaktadır * İklim yapısı İlçenin tamamında karasal ile Akdeniz geçiş iklimi hakimdir. Yazları oldukça sıcak ve kurak, kışları ise sert ve kar yağışlıdır. Kış aylarında bol kar yağışı olduğundan dolayı bol miktarda su kaynakları vardır. İklime dayalı olarak İlçe genelinde geniş orman arazileri bulunmakta olup, yine yaz aylarında İklime dayalı olarak Alanya, Gazipaşa, Anamur ilçelerinden aşiretler ilçe sınırları içerisinde bulunan Barcın Yaylasına yaylaya çıkmaktadır.. * Demoğrafik yapı (nüfus) İlçenin 2000 yılı nüfus sayımına göre merkezde 6718, kasaba ve köylerde ise 14590 olmak üzere toplam 21308 nüfus bulunmaktadır. 343 km² alana sahip olan ilçede 1 km² ye 57 kişi düşmektedir Nüfus artış hızı ise İlçe merkezinde %25,07, köylerde ise %22,85 olup, ilçe genelinde ise %23,54 dür. Karışık kökenli nüfus bulunmamakta, tamamı Türkçe konuşmaktadır. Nüfus yoğunluğu bakımından, il içerisinde en yoğun nüfus bulunduran ilçedir. Nüfus artış hızı yüksek ve genç nüfusa sahiptir. Nüfusun % 50’si 21 yaşın altındadır. * Tarihçesi; 2 Sarıveliler’in adı önceleri Başdere iken dahasonraları Sarıveliler olarak anılmaya başlanmıştır.Bizim ulaşabildiğimiz Sarıveliler adıyla en eski kayıt1840’larda hazırlanmış olan Temettuat defterindedir.Ancak bugün bile Başdere adı vadinin tamamınaverilen bir isimdir. Belediye olmadan önceki durumlaen az altı köyü (Sarıveliler, Küçükkarapınar, Turcalar,Ortaköy, Mençek, Adiller) içine alır. Sarıveliler, 1518tarihli tapu-tahrir defterinde mevcut olan isimlerincelendiği zaman ilginç bir durum ortaya çıkmaktadır.Buna göre 14 tane veli isimli şahıs kaydedilmiştir.Bundan daha da ilginci bu şahıslardan birinin adıSalih oğlu Sarıveli’dir Sarıveliler, ilk olarak Başdere adıyla bilinen vadiyeyerleşen Türkmen oymakları tarafından kurulmuştur.1344/h.745 tarihli Karaman Bey’in torunu MahmutBey’in oğlu Musa Bey’in Ermenek’te inşa ettirdiğiTol Medrese (Musa Bey Medresesi)’nin vakıfkayıtlarından köyün 1300’lü yıllarda mevcut olduğuanlaşılmaktadır. Sarıveliler’in ekinlik arazisi içinde erken Bizansdönemine ait Tepe yerleşim yeri bulunmakta[2],ancak bugünkü Sarıveliler’in kuruluşu veyerleşmesiyle alakası bulunmamaktadır. NitekimSarıveliler’in şehir yerleşim alanı içerisinde bugünekadar Türk yerleşmesi öncesi bir yapıyarastlanmamıştır. Bu da Sarıveliler’in ilk olarakTürkmen unsurlar tarafından kurulduğunugöstermektedir. Sarıveliler, Anadolu Selçuklu sultanı AlaeddinKeykubad’ın bölgeyi fethinden sonra Türkmenlertarafından Başdere adıyla iskan edilmiş, bilahareKaramanoğullarının yönetimine geçmiş, onların dayıkılmasından sonra Osmanlı idaresine girmiştir. Osmanlı döneminde kurulan Karamanbeylerbeyliğine bağlı İçel sancağı Ermenek kazasınabağlanmıştır. İçel sancağı, Kıbrıs’ın fethinden sonrakurulan Kıbrıs beylerbeyliğine, daha sonra tekrarKaraman beylerbeyliğine tabi olmuştur. Tanzimatsonrasında ise Adana vilayetine, daha sonra daKonya’ya bağlanmıştır. Günümüzde Sarıveliler ilçesiolarak Karaman’a vilayetine bağlıdır. Tapu tahrir kayıtlarında Başdere köyü olarak geçenSarıveliler’in 1518 yılında 87 hane, 20 bekâr ve 6muaf olmak üzere toplam 485 kişilik bir nüfusa sahipolduğu görülmektedir. 1555 yılında 75 hane, 40bekâr, 4 muaf olmak üzere toplam 435, 1584 yılında ise, 260 hane, 262 bekâr, 12muaf olmak üzere toplam 1622 nüfus yaşamaktadır. 1840’larda tutulan temettuat kayıtlarında Sarıveliler’in Nevahi-i Ermenek kazasınatabi 79 haneli bir köy olduğu anlaşılmaktadır[4].Tahmini nüfusu ise 395 kişidir. Nüfustaki bu düşüşünçevrede kurulan köylerden kaynaklandığıvarsayılmaktadır. 2007 sayımlarına göre iseSarıveliler ilçe merkezinin nüfusu 4750 civarındadır.Bu, nüfus sayımı esnasında orada bulunup da başkahiçbir yerde kaydı bulunmayanlardır. YoksaSarıveliler’den olup da dışarıda ikamet edenlerinsayısı nüfusun en az beş misli olduğu tahminedilmektedir. 1500’lü yılların başlarında tutulduğu tahmin edilenTapu-Tahrir defteri kayıtlarındaki bilgilerden, Başdereköyünün öşür gelirinin yarısı Musa BeyMedresesi[5]’nin 745 tarihli vakfiyesine göre, bu medreseye vakfedildiği anlaşılmaktadır[6]. Öşür gelirinin diğer yarısını isetimarlı sipahi tasarruf etmektedir. Osmanlı dönemi ve sonrasında Ermenek İlçesinebağlı bir köy konumunda olan Sarıveliler, 1967yılında Turcalar ve K.Karapınar köyleri ile birleşerekkasaba olmuştur. 27 Mayıs 1990 tarihinde 3644 sayılı yasa ile Karaman vilayetine bağlı ilçe olduğuaçıklanmış, 30 Ağustos 1991 tarihinde ilçekaymakamının göreve başlaması ile ilçelik statüsükazanmıştır. Sarıveliler Tarihi Kaynak kişi Doç. Dr. Ali Yılmaz Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi [email protected] Hacı Salih Cami 1055 yılında yapılanmış olup,2013 yılında Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından tadilatı yapılmıştır. * * Ulaşım; Sarıveliler’e : Konya - İçeri Çumra - Sarıoğlan- Hadim - Taşkent Yol güzergahından 170 Km. Asvalt çift şerit yol üzerinden yaklaşık 3 saatte ulaşım sağlanmaktadır. Sarıveliler’e : Karaman - Mut - Ermenek Yol güzergahından 205 Km. Asvalt çift şerit yol üzerinden yaklaşık 4 saatte ulaşım sağlanmaktadır. Sarıveliler’e : Alanya - Mahmutlar Yol güzergahı üzerinden 80 Km. Asvalt kısmen çift şerit yol üzerinden yaklaşık 2 saatte ulaşım sağlanmaktadır. * Göktepe Beldesi Göktepe, Güney Torosların eteklerinde Alanya’ya 86, Karamana 165, Konya’ya 173, İlçemize 8 Km. uzaklıkta bir bölgeye kurulmuş olup, tarihi çok eskilere dayanır. Roma dönemine ait mağara ve mezarlar bunu kanıtlamaktadır. Göktepe diğer adıyla Fariske olarak bilinmektedir. Göktepe Köristan Ören Yeri Göktepe kasabasının yaklaşık 5 km. güneybatısında klasik devirlere ait bir yerleşim yeri ve kaya mezarları bulunmaktadır. Burada mezarlar, genelde kaya yüzeyi düzeltildikten sonra, kireçtaşı içine, odalar halinde oyulmuştur. Giriş üzerleri genelde üçgen alınlıklıdır. Bazı mezarlıkların alınlıklarına, mezar sahiplerinin kabartma resimleri yapılmıştır. Bazı mezarların üçgen alınları içerisinde, Medusa (Yunan Mitolojisinde saçları yılanlarla örtülü, korku verici görünümde olan üç kızkardeşten biri) başı ve aslan figürleri işlenmiştir. Mezar girişleri, sağlı sollu yarım sütuncuklar ve yuvarlak sütunlarla dekore edilmiştir. Bazılarının üzerinde kitbesi bulunmaktadır. Bir kaç mezar, kaya yüzeyi kare formda düzeltildikten sonra, basık kemer şeklinde 1 m. kadar bir derinlikte tekrar düzenlenmiş ve kare şeklinde küçük giriş yapılmıştır. * Civler köyü Karamanoğulları zamanında kurulduğu sanılmaktadır. Karamanoğlu beylerinin bazılarının Osmanlıdan kaçarak bu yöreye geldiği, daha sonra Osmanlıların takibi sonucu bu beylerin osmanlı ve moğol kuvvetlerince yakılarak öldürüldüğü söylenmektedir. Alanya-sarıveliler yolu üzerinde kurulmuş 496 hanesi ile büyük bir köyümüzdür. * Daran Köyü Daran köyü 1967 yılında Koçaşlı köyünden ayrılarak köy tüzel kişiliğine kavuşmuştur. Karamanoğullarının son zamanlarında kurulduğu tahmin edilmektedir. İsmini dar bir alanda kurulduğundan almıştır. * Dumlugöze Köyü Eski adı Muzvadı’dır. Tarihi 700 yılı geçtiği sanılmaktadır. Osmanlılarla Karamanoğullarının kargaşalık döneminde kaçarak ulaşılması güç olan bu bölgeye gelenler tarafından kurulduğu söylenmektedir. Köyde "R" harfi "Y" olarak söylenmektedir. Köy İlçemizin en nüfusu çok ve en uzak köyüdür. * Işıklı Köyü Işıklı köyünün çevresindeki tarihi kalıntılar eski bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Köyün eski adı "FET" tir. * Koçaşlı Köyü Koçaşlı köyünün kuruluş tarihi bilinmemektedir. Adını köyün üstündeki Koçaş dağından almıştır. Köyün eski adı "MULUMU" dur. Köyün ayrı birde Göksu Mahallesi olup, mahallenin okulu ve camisi vardır. * Uğurlu Köyü Tüm Anadolu toprakları gibi Uğurlu toprakları da birçok medeniyetlerin beşiğini oluşturur. Bu medeniyetler hakkında günümüze kadar ulasan çeşitli kalıntılar bunu doğrular niteliktedir. Söz gelişi Köristandaki, Boyunağıldaki, Sandıklıboğazdaki ve kurum önümdeki inler Romalılar dönemine ait medeniyetin izlerini taşımaktadır. Bu arada; Örene, Bozyaka , Gözpınarı, Örendorusu , Çevlikbaşı, Köristandaki Hamam ve Uzun Kırdaki tarihi eser kalıntı ve izleri de ayrı bir medeniyetin göstergeleri olmaktadır. * Tarım ve Bahçecilik Arazi varlığı kısıtlı olan ilçede Göksu Taşeli Havzası Kalkınma Projesi kapsamındaki desteklerle devam etmektedir. Sarıveliler Kirazı çok meşhur tamamı yurt dışına ihraç ediliyor Zebzecilikte Seracılık ön planda bulunuyor. Küçük çaplı hayvancılık ve besicilik de bulunmaktadır. Kaynak;Sarıveliler KaymakamlıK Belediye Wep sitesi ve Vikipedi Wep sitesi. Araştırıp Derleyen;Resul Civcik 25.08.2021
SARIVELİLER GÖZELLEMESİ "KARAMAN"
Taşeli plato Göksu dan bakar Karaman da sordum Sarıveliler Dere ırmakları çoşarak akar Seyir yaptım durdum Sarıveliler Sıra dağlar arasından girince Yemyeşilsin bir vadide şirince Hayran olup kaldım öyle görünce Kalpten gönül verdim Sarıveliler Gazipaşa toprak sınır yolun ya Ermenek Başyayla Taşkent Alanya Endemik çiçekler sanki kolanya Kokun y’ele sürdüm Sarıveliler Işıklı Koçaşlı Uğurlu Daran Dumlugöze Esentepe Civler can Çevrekavak Civandere Günder an Hasretin çok yurdum Sarıveliler Değirmende açtım buğday çulumu Komşu köye çevirmiştim yolumu Koçaşlı’nın eski adı Mulumu Sırlarını verdim Sarıveliler Sarılır insanın geriye itmez Hasretin içimde özlemin gitmez Çeşit çeşit rızkın saymakla bitmez Nimetinden yerdim Sarıveliler Aşık Karaç’oğlan gönül kapısı Çeviz Kirazı bol baldır tapusu Dört beldeden olmuş ritmik yapısı Neşe huzur derdim Sarıveliler Erik Armut İncir Üzüm bağları Çukurbağ da Roma Hitit çağları Endemik bitkiler bütün dağları Çığ gibiydi gördüm Sarıveliler Göktepe Köristan tarih sayfası Ümmü Sinan Maneviyat tayfası Kuzu göbeği Nar ekmek Ayvası Bulup bulup yerdim Sarıveliler Zenginlik katıyor Memleket kârda Meyvesi zebzesi bırakmaz darda Çiçeklerin şahı Kardelen burda Dağların da gördüm Sarıveliler Karaçayır kışın kayak merkezi Büklü Baba bekler yolcu herkesi Türkmen Yörük Avşar Çerkezi Çadır kurup serdim Sarıveliler Erenler Oklalık Duâ tepesi Dilleniyor susan diller pepesi Güneşin seyrinde dört bir cephesi Muradıma erdim Sarıveliler Tabiat örtüsü ormanlık alan Börtü böçek kuşlar kemanı çalan Yeryüzü cenneti buradır kalan Sende hayat gördüm Sarıveliler Gavurgayı döver ağaç dibeği Çobana arkadaş kangal köpeği Boz Tavşanı mantar kuzu göbeği Közlemeni yerdim Sarıveliler Medeniyet iz var her bir çağında Lezzetin bir başka peynir yağında Mağara Kilise tepe dağında Gizemin var sardım Sarıveliler Köy idi kasaba ilçeye döndün Tarım hayvancılık çiftçilik öndün Kalkınma büyüme ilçede yöndün Düş hayâlim yurdum Sarıveliler Veliler diyarı’n anlattım size Gezginlere rehber olacak bize Yerleşsin belleğe yerleşsin öze İlmik ilmik ördüm Sarıveliler Kaya mezarları Mağara kuyu Sanki zemzem gibi içecek suyu Ozan Resuli’nin soyudur soyu Atalara sordum Sarıveliler ................26.08.2021 Resul Civcik"Ozan Resuli"Ayrancı/Karaman Fotoğraf;Anonim .............................................................................................. Bu Şiirimi;Karaman ili Sarıveliler ilçesi Halkına İthaf ediyorum. Okuyup beğenen hislenen dostlara Selâm olsun. |
Yüreğine kalemine sağlık