KAZIMKARABEKİR GÖZELLEMESİ "KARAMAN"Şiirin hikayesini görmek için tıklayın KARAMAN İLİ KAZIMKARABEKİR İLÇESİ’NİN BİYOĞRAFİSİ
Kazımkarabekir (eski adı Gaferiyat olan), Karaman iline bağlı bir ilçe ve bu ilçenin merkezi olan kent. D-715 karayolu üzerinde bulunan ilçe Karaman’a 23 km, Konya’ya 76 km uzaklıktadır. Yerel halk arasında Hacıbaba dağı denilen Toros dağları’nın bir kısmının kuzey eteklerinde kurulmuştur. 1989 yılında Karaman’ın il olmasıyla ilçe statüsü kazanmıştır. 2020 yılı itibarıyla ilçe genel toplam nüfusu 3956.kişidir * Beldesi; yoktur * Mahalleleri; - BOYACI - EMİNETTİN - EMSALHAYAT - OBA - PAZAR - SELÇUKLU - SUBAŞI - TİMSAL * Köyleri; - AKARKÖY - KARALGAZİ - KIZILKUYU - MECİDİYE - ÖZYURT - SİNCİ *.COĞRAFİ ÖZELLİKLER Karaman ili Kâzımkarabekir ilçesi, 37°14’ Kuzey enlemi ile 32°57’ Doğu boylamı arasında yer almaktadır. İl merkezine uzaklığı 24 km’dir. İlçenin deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 1.030 metredir. İlçenin, kuzeyinde Konya ili Çumra ilçesi, güneyinde Konya ili Hadim ilçesi, batısında Konya ili Güneysınır ilçesi ve doğusunda Karaman ili bulunmaktadır. İlçenin yüzölçümü 385,2 km²’dir. Kâzımkarabekir, Konya ile Karaman arasında bir geçit yeridir. İlçenin güneybatısında yer alan Özyurt dağı (Hacıbaba dağı) İç Anadolu Bölgesi’nin Konya bölümünde en yüksek noktasıdır. Kâzımkarabekir’in güneybatısındaki bu dağ ile kuzeydoğusundaki Karadağ volkan topluluğu arasında geniş aşınım düzlükler uzanmaktadır. Bölgedeki derelerin çoğu mevsimlik geçici akarsulardır. Bu geçici akarsular kış ve baharda yağan yağmur ve eriyen kar sularını güneydeki ovalara taşımaktadır. Dağın yamacındaki bu dereler, sahayı yer yer sarp ve arızalı bir şekle sokmuştur. Kâzımkarabekir’de en fazla yetiştirilen tarla ürünleri buğday, arpa ve şeker pancarıdır. Bu ürünler içerisinde en fazla yetiştirme alanına sahip ürün ise %47,06 oran ile durum buğdayı olup, bu oran Karaman ve Türkiye ortalamalarının üstündedir. İlçede durum buğday verimi (205kg/da), Karaman ortalamasının (163,45 kg/da) üzerinde iken, Türkiye ortalamasının (258,62 kg/da) altındadır. Buğday çeşidinde ise ilçe verimi 182 kg/da olup, Karaman veriminin üstünde, Türkiye veriminin altındadır. İlçede arpa verimi de Karaman ve Türkiye ortalamalarının üzerindedir. Şeker pancarı ekim alanı toplam alanın %2,92’sini oluşturmakta ve 6.725 kg/da verim vermektedir. İlçede toplam 9.500 da sebze alanı bulunmakta olup, bu alanın %1,05’inde domates yetiştiriciliği yapılmakta iken, %98,95’inde bir pay diğer ( Paşa karpuzu) sebze çeşitlerinin üretimi yapılmaktadır. Domates verimi 5.500 kg/da olup, Karaman domates ortalama veriminin üzerinde iken, Türkiye domates veriminin oldukça altındadır. Paşa karpuzunu üreticilerin çoğu yetiştirmekle beraber pazarlama problemi yaşanmaktadır. Paşa karpuzu ilçe için bir marka olabilir. * TARİHİ Konya-Karaman arasında Hacıbaba Dağı eteklerinde yer alan İlçemizin tarihi muhtelif zamanlarda ortaya çıkan kazılardan, ansiklopedik bilgilerden ve benzeri birçok belgeden elde edilen verilere göre, Hititlere kadar uzanır. Uzun zaman Romalılar tarafından ticari, dini, askeri bakımdan önemli bir üs, posta ve ticaret yolu üzerinde bir merkez olarak kullanılan İlçemiz büyük seyyah Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sine de konu olmuştur. İlçemiz şimdiki adını İstiklal Harbimizin Şark Cephesi Komutanı Korgeneral (Ferik) Kazımkarabekir Paşa’nın aslen buralı olması dolayısıyla almıştır. Selçuklular, beylikler ve Osmanlı devrinde “GAFFİRİYET”, “GEFR-İYAD” anılan İlçeye Cumhuriyet döneminden önce “GAFFERİYAT” denilmiş, 1956 yılında KAZIMKARABEKİR adı verilmiştir. Buraya öteden beri “KASABA” da denilegelmiştir. Kasaba diye anılması ile ilgili bir görüş şöyledir. Bu yörelere Türkler yerleşmeye başladıklarında ilçe ve civarında bir yerleşim merkezi kurulmuş, ilk kurulan bu yerleşim birimine başlarındaki Türkmen beyinin adından dolayı ”Kasaba-i Mahmudlar” (Mahmutlar Kasabası) denilmiş. Daha sonra bu kasaba halkı şimdiki merkezimize yerleşmiş ve kasaba ismi böylece söylenegelmiştir. Osmanlı harfleriyle yazılmış “Lugat-ı Tarihiye ve Coğrafya” adlı lügatın V. Cildinin G bölümünde buranın adı “GAFFAR ABAD” olarak geçmektedir. XIX. yüzyıl sonlarında hem “Gafr-i yâd” ve hem de “ Kasaba”denildiği olmuştur. Bu isimlerin hepsi de (Kasaba hariç) Arapça - Farsça bir terkiptir. “GAFFAR” Allah’ın Esma-i Hüsna’sından (99 güzel isimden) biridir. Günahları örten, günahları bağışlayan, merhameti çok olan Allah anlamındadır. Gafir de aynı kökten bir kelime olup,aynı anlamda kullanılır.Arapçadır. Bütün bunlara bağlı olarak, İlçemizin daha önce kafirlerin elindeyken Evliya Çelebi’nin de dediği gibi, “KAFİRABAD” iken - Müslümanlar tarafından fethi ile “GAFFÂRÂBAD”, “GAFARİYAD” olarak adlandırıldığı görüşü kuvvetlidir. Buna göre;GAFFÂRABÂD ya da Gafirabâd: günahları örten,günahları bağışlayıcı, Allah’ın şenlendirdiği, nimetlendirdiği,mamur ettiği yer anlamında, adlandırılmıştır. Aynı adlar veya birisi zaman içinde halk tarafından söylenirken Gaferiyad şekline dönüşmüştür. Karamanoğulları Beyliği devrinde İlçemizin arazilerinin büyük bir bölümünün (Karamanoğlu İbrahim Bey) İmareti’nin vakfı olduğu ilgili kaynaklarda yazılıdır. Bu tarlaların mevkii; İlisıra (Yollarbaşı), Bosala, Letere, Yağmurlar, Karacalar, Sınıkahır tarlaları ile Erayda kışlığı ve Düdükümmü toprakları da dahil olmak üzere) sınırlandırılarak gösterilmiştir. Karamanoğulları çağında, Osmanlıların gerileme çağlarına kadar önemli bir Türk-İslam kasabası olarak Gaferiyad’ta İslami birçok mabetten başka, Karamanoğulları çağının yapısı olan, kadın ve erkekler için ayrı ayrı bölümleri bulunan hamamı, 3 tane medresesi, 6 tane okulu ve yine Karamanoğulları yadigarı bir bedesteni vardır. Başbakanlık arşivinin S.42, H.30’daki kayda göre Osmanlılar zamanında kasaba adı ile 18 köyü olan ve Konya İli’nin 25 ilçesinden birisi iken, Gaferiyad 1885 tarihinden itibaren bucak durumuna indirilmiştir. Üzerinde 1260 tarihi bulunan ve İlçe merkezi olduğunu belirleyen KAZA-YI GAFERİYAD mührü zamanın Başbakanı Adnan MENDERES’e verilmiştir. Medresesi, müderrisleri ve kadılık makamının varlığı (ki bugün hala kadılar lakabı ile anılan bir aile mevcuttur.) ilçemizin tarihi derinliğine işaret eden delillerdir. 1878 Konya İl Yıllığında ise İlçemiz bucak merkezi olarak gösterilmektedir. 1296 sayılı Devlet Sâlnâmesinde Karaman’a bağlı tek nahiye olarak Gaferiyat nahiyesi gösterilmektedir. Gaferyad 22 Şubat 1951 tarihinde “Kasaba Belediyesi” adı altında Belediyelik olmuş, bu isim 1956 yılında, babası Mehmet Emin Paşa ve ailesi aslen ilçemiz halkından olan Kurtuluş Savaşımızın komutanlarından, Şark Fatihi, Yetimler Babası unvanlarına layık görülmüş, Kazımkarabekir Paşa’nın adına atfen KAZIMKARABEKİR olarak değiştirilmiştir. 4 İl ve 5 İlçe Kurulması Hakkındaki 15.06.1989 tarih ve 3578 sayılı Kanun ile Karaman ilçesi Konya ilinden ayrılarak Karaman ili adı ile il merkezi olarak kurulmuş ve Kazımkarabekir bucağı aynı Kanun ile Karaman iline bağlı Kızılyaka bucağı ile birleşerek Kâzımkarabekir ilçesi adı altında 17 köyü ile tarihte sahip olduğu ilçelik unvanına tekrar kavuşmuştur. Daha sonra İlçemizin Kızılyaka bucağına bağlı Alanözü, Ağaçoba, ve Habiller köyleri 24.10.1991 tarih ve 21031 Sayılı Resmi gazetede yayınlanan kararla İlçemizden ayrılarak Konya ili Güneysınır ilçesine; yine Kızılyaka bucak merkezi ve bağlı Başkışla, Bozkandak, Damlapınar, Göcer, Muratdede, Şıhlar ve Yılangümü köyleri 22.02.l993 tarih ve 21504 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kararla İlçemizden ayrılarak Karaman ili merkez ilçesine bağlanmıştır. * Nalbastı Camii İnşa kitabesi olmayan caminin yapılış tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte mimari ve süsleme özelliklerine dayanarak 15. Yy sonlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Kare planda kesme taş ve kasaba taşından inşa edilen cami , mihrap duvarına dik üç sahna ayrılmış harim ve üç bölümlü son cemaat yerinden meydana gelmektedir. Caminin üst örtüsü ahşap kirişler üzerine kurşun kaplamalı kırma çatıdır. Son cemaat mahalli ahşap örtülü ve sütunludur. Kesme taştan kemerli olarak yapılan giriş kapısının batısında bir mihrap yer almaktadır. Kapı ve mihrap üzerindeki kitabelikler boştur. İç mekan U şeklindeki ahşap mahfille iki kat şeklinde tasarlanmıştır. Mahfil alttan tahta kaplamalı olup kalemiş ve ahşap süslemelerle bezenmiştir. Tavanı ve pencere kapakları ahşaptır. Mihrap ve minber kesme taştan sade bir şekilde yapılmıştır. 1966 yılında inşa edilen ve kuzeybatı köşesinde yer alan minaresi kesme taş malzeme ile yapılmış olup tek şerefelidir. 1058 H. (1648 M) yılında Gaferiyad’a gelen Seyyah Evliye Çelebi bu cami için şunları yazmıştır. ” Yeni caminin iki tarafındaki yazı mahfilleri ve cümle kapısı üstündeki mahfil gayet şirinkarlı mahvillerdir. Cümle tavanı üzere kireç sıvalıdır. Mustafa Zade’nin hayratıdır.” Karamanoğulları döneminde kasabanın etrafının surlarla çevrili bir iç kalesi olan küçük bir şehir olduğu anlaşılmaktadır. Ekonomisi ticarete, tarım ve hayvancılığa bağlıdır. Bu dönemde özellikle 17. yüzyıl.’da Evliya Çelebi Gaferyad’a gelmiş adını Kâfirabad şeklinde yazmış ve şu bilgileri vermiştir: “Geliri Padişahın olmaktan ayrılmış ve Nişancı Paşa’ya verilmiştir. 150 akçalık şerefli bir kasabadır. 18 köyü vardır. Bütün kazanın senelik geliri 2000 kuruştur. Kethüda yeri, serdası (Komutanı), kale dizdarı, 18 kale muhafızı vardır.” Evliya Çelebi Gaferyad’ta üç medrese, altı sübyan mektebi, iki han, kırk dükkan bulunduğunu da yazmıştır. Karaman Kapısından dışarıda mezaristan’ın çok olduğunu yazdıktan sonra “ekin bakımından zengin bir şehirdir”, der. Bütün halkının rençper olduğunu belirtir. Halkın giyim kuşamı hakkında bilgi verir. Burası Kafiriyyat (Kafiristan) olmakla birlikte halkının Müslüman, dost sevdiklerini yazar. Kafirabad’ın ziyaret yerleri başlıklı bölümde "Bu şehir böyle bir isim taşır. Sultan-ül Ulema böyle söylemiştir amma burada ulu kimseler vardır. Evvela Ulu Camiinin sol tarafında metfun olan Karabaş Efendi olgun ve ergin bir zattır. Karaman Kapısından dışarıdaki kabristanda metfun Hacı Ömer Efendi, Yoğunlar Kapısı dışında metfun Mamadı Sultanzade, Ulu sultanlardır" şeklinde yazmıştır. Gaferyad’ın 18. yüzyılda siyasi bakımdan önemini koruduğunu görüyoruz. İdari taksimatta kaza merkezi olarak yerini almıştır. Bu yüzyılda bazı seyyahlar bu yol üzerinden gitmişler ve hatıralarında Gaferyad’tan söz etmişlerdir. I. Dünya Savaşı yıllarından sonra önemini giderek kaybetmiştir. Cumhuriyetten sonra nahiye haline getirilmiştir. Adı Kâzım Karabekir olarak 1955 yılında değiştirilmiştir. Günümüzde yeniden canlanma görülmektedir. 15.06.1989’da ilçe merkezi olmuştur. *. Coğrafi Konumu: Karaman’a bağlı bir ilçe olan Kâzım Karabekir Konya Karaman yolu üzerinde bulunmaktadır ve Karaman il merkezine uzaklığı 27 km.’dir. Orta Anadolu bölgesinde yer alan Karaman ovasının güneyindedir. Düz bir arazi üzerine kurulmuştur. Güneyinde Torosların eteklerinde yer alan Özyurt, Hacı Baba yükseltileri bulunmaktadır. Kuzeyde ise Karadağ (2288 m.) yer alır. İlçeye bağlı köyler ise şunlardır: Akarköy (Zusta- Losta), Karalgazi, Kızılkuyu, Mecidiye, Özyurt (Bosala), Sinci, Çiçekli,Yağmurlu, Sığırlı . Bu köylere stabilize toprak yol ile ulaşılabilmektedir. Bitki örtüsünü İç Anadolu bozkır alanı içinde kaldığından step bitkileri oluşturmaktadır. İlçenin çevresinde yer alan düz araziler tarım alanları ile kaplıdır. Ekilebilir tarım alanlarında buğday, arpa, yulaf, mısır, şekerpancarı yetiştirilmektedir. Konya Havzası içinde yer alan bu bölgede akarsular az ve yetersizdir. Bu nedenle sulanabilen alanlar dışında meyvecilik üretimi yapılamamaktadır. En çok üretilen meyveler elma, kayısı, erik, armuttur. Toprak yapısının engebeli, sulamanın ise elverişsiz olduğu alanlarda bağcılık üretimi yapılmaktadır. Tarım kesiminde tahıllardan sonra en yüksek gelir hayvancılıktan sağlanır. Özellikle Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Koyun, keçi, sığır besiciliği vardır. Yörede yazlar sıcak ve kurak, kışları soğuk geçen karasal iklimin egemen olduğu görülmektedir.Yaz mevsiminde 35°C. kadar yükselen sıcaklıklar kışın -15° C lere kadar düşmektedir. Yağışın en az olduğu aylar Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Meteoroloji verilerine göre ortalama sıcaklık 11 C dir. Kâzım Karabekir 296.4 m2’lik bir alana sahiptir. Denizden yüksekliği 1.030 m.’dir. İlçenin 1995 sayımına göre nüfusu 7565’dir. *. Fiziki Yapısı ve Yerleşme Durumu: İlçede yerleşme bir höyüğün etrafında kurulmuştur. Buraya Asar Tepe adı verilmektedir. Bu höyükte bugün herhangi bir kalıntıya rastlanmamaktadır. Kâzım Karabekir ve yakın çevresindeki mevcut yapılarda spoliyen malzemelerden Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait eserler görülmektedir. Höyükte araştırma ve kazılar gerçekleşmemiştir. Selçuklu ve Osmanlı döneminde yerleşme Ulu Camii, Hamam, Bedesten ve İç Kale çevresinde kurulmuştur. Ortadaki kent alanının etrafında mahalleler yer almaktadır. Bu mahallelerin isimleri Boyacık, Eminüddin, Pazar, Oba’dır. Mahallelere ancak at arabaların geçebileceği kadar dar sokaklardan ulaşılmaktadır. Sokaklar üzerinde geniş avlulara sahip evler bulunmaktadır. Sokak ve evleri ayıran yüksek bir avlu duvarı ile çevrilmiştir. Sokaklar zaman zaman küçük meydancıklar oluşturmaktadır. Buralarda mescit ve çeşmeler yer alır. 1979 yılında şehrin imar plânı yaptırılmış ve başta Çarşıdibi mevkii merkez olmak üzere modern yapılarla donatılmaya başlanmıştır. İlçede dikkati çeken en önemli unsur tüm yapıların, duvarların kasaba taşı adı verilen tabakalar halindeki bir çeşit yassı kalker’den yapılmış olmasıdır. Aynı cins taştan yapılan bu düzenleme kasabaya ayrı bir görünüm ve güzellik katmaktadır. * Kasaba Taşı Karaman çevresinde özellikle Kâzım Karabekir’de taş ocaklarından elde edilen taşa halk arasında "Kasaba taşı" veya "saytaşı" olarak adlandırılmaktadır. Taşın elde edildiği yörede üçüncü zamanda hızlı ve yavaş aşınma, tortulanmalar sonucu oluşan neojen kalker tabakalarının geniş bir alana yayılmış olmasından dolayı kasaba taşı bol miktarda elde edilmiştir. Bu tip taşlar aynı zamanda Antalya’nın Elmalı ve Kayseri’nin Bünyan ilçelerinde de çıkartılmaktadır. Kasaba taşı Kâzım Karabekir, Mecidiye, İlistra, Yazılı ve Kürtderesi köylerinden çıkarılmaktadır. Ocaklardan çıkartılan kasaba taşı Kâzım Karabekir’in hemen hemen tüm sivil mimarisinde kullanılmıştır. Mimaride kullanılan en eski örneği Gaferyad Büyük Camii’dir. Monografi de incelediğimiz tüm dini ve sivil yapılarda kasaba taşı bulunmaktadır. Çalışan taşçı ustalardan öğrendiğimize göre ilçenin genelde tüm erkekleri bu taşın çıkartılmasında çalışmışlardır. Kâzım Karabekir’de taş, toprak yüzeyinden 80 cm. ile 1m.’den itibaren çıkmaktadır. Yüzeye daha yakın olan taşlar dayanıksız olup derinleştikçe taşın kalitesi artmaktadır. Kasaba taşı katmanlarına ve çıkan taşın cinsine göre değişik adlarla anılmaktadır. Taş ocağın en üst seviyesinden başlayarak alt kısma doğru 32 kat olarak tesbit edilmiştir. Bu katlardan en üstten başlayarak 1m. ile 3m. toprak altında fazla sert olmayan porlu tabaka; kesitinde gri ve beyaz çizgili görüntüsü olan çelik kol, bir ince bir kalın olarak iki kattan oluşan ve yapı taşı olarak kullanılan karakol; yapı taşı olarak en iyi olan 2. çelik kol tabakası, kaliteli taşlardan sürmeli kol, tabaka halinde çıkan dayanıklı ve en pahalı olan kademe taşı, 15 cm. kalınlığında kuduz kol, çil kol, duvar yapımında kullanılan taban kol yörede çıkan kasaba taşının katmanlarına verilen addır. Taşın damarlarına kol denmektedir. Taş ocaklarında ustalar tarafından taş ocağının yüzeyindeki toprak temizlendikten sonra alta doğru taşın sökümü yapılmaktadır. Gaferyad’ta hâlâ çalışan 50-60 taş ocağı bulunmaktadır. Bu ocaklardan taş genelde kış aylarında çıkartılmakta ve 300-400 kişiye iş imkanı sağlamaktadır. Taşın mimaride en yoğun olarak kullanıldığı yer Kâzım Karabekir ilçesidir. Taşın düzenlenmesine değişik uygulamalar getirilmiştir. Taşın yerleştirilmesinde ana ilke dış kısma gelen kenarlarının düzgün olmasıdır. Arada kalan boşluklar moloz taş ve çamurla doldurulur. Taş, süsleme unsuru olarak kullanıma imkan vermesi açısından mimari süsleme de sık sık görülmektedir. Balıksırtı şeklinde, Taci Camii’nde olduğu gibi yuvarlak tarzda, pencere üstlerinde yuvarlak kemer olarak, kuş yuvası şeklinde örülmüşlerdir. Bu süsleme unsurları bazen dışarı çıkık, bazen de içeri girmiş olarak düzenlenerek cepheye hareketlilik kazandırılmıştır. 1970 yılında Kâzım Karabekir Belediyesince yaptırılan Kâzım Karabekir Paşanın heykelinin de bulunduğu park taşın mimarideki uygulamalarının en güzel örneklerinden birisidir. 2. KAZIM KARABEKİR PAŞA VE İLÇEDE KÜLTÜR VE SOSYAL HAYAT * . İlçenin Adı İlçenin eski adı XVI. yüzyılda idari taksimatta Konya Sancağına bağlı nahiye merkezidir. Adı "Kaş maa Gaferyad" olarak geçmektedir.XVII. yüzyılda Evliya Çelebi şehirden kaza olarak bahsetmektedir. 1648 yılında Gaferiyad’ı gezen Evliya Çelebi adının "Kafirabad" şeklinde söylendiğini yazmıştır. XVIII. yüzyılda kaza olan şehrin adı "Gaferyad"tır. XIX. yüzyılda Gaferyad’ı tekrar kaza olarak görüyoruz. Adı kayıtlarda ise "Gafiryad nam-ı diğer Mahmutlar" şeklinde geçmektedir. Şehrin adı uzun yıllar “Kasaba” olarak adlandırılmış, 1955 yılında ünlü Türk komutanı Kâzım Karabekir Paşanın dedesinin Karabekirlerden olması dolayısıyla ilçenin adı değiştirilerek Kâzım Karabekir olmuştur. * Kâzım Karabekir’in Hayatı ve Eserleri: 1882 yılında İstanbul’da doğan asker, milli mücadele kahramanlarından ve devlet adamı Kâzım Karabekir 1948 yılında Ankara’da ölmüştür. Dedesi tarafından Kâzım Karabekir’lidir. Babası Mehmet Emin Paşa’nın asker oluşundan dolayı ilköğretimini değişik yerlerde tamamlamak zorunda kalmıştır. Ortaokul ve Liseyi İstanbul’da Fatih Askeri Rüştiyesinde ve Kuleli Askeri Lisesinde okumuştur. Karabekir Harp Okulunda iken Atatürk’le tanışmış ve bu tanışma bütün hayatını etkilemiştir. Harp Okulunu (1902)’de, Harp Akademisini ise 1905 yılında beraber bitirmişlerdir. 31 Mart Olayını bastırmak üzere İstanbul’a gönderilen Harekat Ordusunda Mustafa Kemal ile birlikte Kâzım Karabekir de vardı. I. Dünya savaşı başlarında yarbaylığa kadar yükselen Karabekir, İran sınırında, Halep’te, Doğu Cephesinde, Çanakkale’de büyük yararlıklar göstermiştir. Doğu Anadolu’da gösterdiği başarılardan dolayı "Doğunun Fatihi" adıyla anılmaktadır. Erzincan ve Erzurum’un alınmasında, Sarıkamış’taki kolordu ile işbirliği yaparak Kars ve Gümrü kalelerinin alınmasında üstün başarı göstermiş, generalliğe kadar yükseltilmiştir. Karabekir, Atatürk ile işbirliği yaparak beraberlikleri Kurtuluş Savaşı sonuna kadar sürecektir. Erzurum Kongresine katılmadan ordudan istifa eden Atatürk’ün tutuklanarak İstanbul’a gönderilmesi istendiği halde Karabekir emirlere uymayarak bu görevi yerine getirmemiştir. Bununla da kalmayarak kongre öncesinde ve sonrasında kendisine her alanda yardım etmiştir. Doğu’da milli mücadeleyi sürdürürken Edirne milletvekili olarak T.B.M. Meclisine girmiş ve böylelikle siyasi hayata atılmıştır. Sağlığında Kâzım Karabekir’i birkaç kez ziyaret eden Paşanın buradaki halkla ilgilendiği, okutmak için bazı erkek çocuklarını yatılı okullara yerleştirdiği bilinmektedir. Siyasi yaşamı ölümüne kadar sürmüştür. Mezarı Ankara Cebeci şehitliğindedir. Basılmış on sekiz eserinden bazıları: Cihan Harbine Neden Girdik, Nasıl Girdik, Nasıl İdare Ettik (İstanbul, 1937), İstiklal Harbimizin Esasları (İstanbul, 1943), İstiklal Harbimiz (İstanbul, 1969), Birinci Kafkas Kolordusunun Harekat ve Meşhudatı, Öğütlerim, Ülkümüz Kuvvetli Bir Türkiye’dir. 2.3. Ekonomi, Kültür ve Sosyal Hayat: 2.3.1. Ekonomi: Tarım, ilçenin ekonomisinin büyük bir kısmını teşkil etmektedir. Ekilebilir arazilerde buğday, arpa, yulaf, mısır, şekerpancarı yetiştirilmektedir. 17. yüzyılda Gaferyad’ı gezen Evliya Çelebi ilçenin ekonomisinden söz ederken "Cenup tarafında yarım saat mesafedeki Hacıbaba dağının etekleri baştan başa bağdır. Bu bağları anlatmak zordur. Sahrası ekin ocağıdır. Zengin bir şehirdir. Bütün halkı rençberdir" demektedir. Bugün de tarla bitkileri üretiminin dışında bağ-bahçe tarımda önemli bir yer tutmaktadır. Bölge Konya Havzası içinde yer aldığından sulama yetersizdir. Bu sebeple sulanabilir alanlar dışında meyve üretimi yapılamamaktadır. En çok üretilen meyveler elma, kayısı, erik, armuttur. Tarım üretiminin yanı sıra ilçenin ekonomisine hayvancılık ta büyük gelir sağlamaktadır. Özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, koyun, keçi, sığır besiciliği yapılmaktadır. Ayrıca ilçe merkezinde geleneksel zanaatlar berber, nalbant, semerci, bakkal, demirci, traktör ve oto tamircisi gibi zanaatkarlar faaliyet halindedir. İlçede günlük hayat, esnaf ve zanaatkarların günlük işleriyle ilgilenirlerken, halkın büyük bir kısmı yazın tarlalarda, bağ-bahçe işinde, kışın ise taş ocaklarında çalışarak geçmektedir. İlçede halkın %95’i okuma-yazma bilmektedir. Piri Reis İlkokulu, Kâzım Karabekir İlkokulu olmak üzere iki ilkokulu, bir ortaokul ve bir lisesi vardır. S.Ü.’ne bağlı Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. Ayrıca ilçede okuma odası ve kütüphane de yer almaktadır. ........................08.09.2021 Araştırıp Derleyen;Karamanlı Halk Şairi;Resul Civcik "Ozan Resuli" Kaynaklar; Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kazımkartabekir Kaymakamlığı Kazımkarabekir İlçesi Belediye Wikepedia Özgür Ansiklopedi
KAZIMKARABEKİR GÖZELLEMESİ "KARAMAN"
Her iki dünyası yönü Aşk’adır Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Akkaraman koyun yünü başkadır Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Batı Güneysınır doğu Karaman Güzel Hadim güneyi’nde yar aman Kuzeyi’nde komşu Çumra kâr aman Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Sekiz mahallesi altı köyü var Uysal sakin güzel iyi huyu var Mis gibi havası tatlı suyu var Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Emselhayat Eminettin Oba’sı Selçuklu Subaşı gayret çabası Timsal Pazar Boyacı semt babası Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Karalgazi Kızılkuyu Akarköy Sinci köyü uzaklardan bakar köy Mecidiye Özyurt sıcak yakar köy Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Tarihi hamam da akıtır teri Kadı çeşmesi var geçmişten veri Büyük camisi his manevi yeri Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Nalbastı camisi İman kapısı Saytaşı’ndan duvar evler yapısı Yörük Türmen soyu Türk’tür hepisi Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Hacıbaba dağı gerdan solunda Paşa Karpuzu var marka yolunda Güzellik kaynıyor her bir halında Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Fabrika kurulmuş ovaya düze Bisküvi makarna üretir bize Lale tarlaları gülümser size Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Toprağı işleyip verilir emek Batırık Arabaş gısır’dan yemek Damak tadı lezzet burası demek Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Isbanak peynir’den yapılır börek Tandırda sıkması pişerken çörek Böylesi ikrama dayanmaz yürek Kâzımkarabekir ne hoş Memleket İnsanı yarışır bilim ilimde Aile bağı var düğün ölümde Adını düşürmem gönül dilimde Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Emmi dayıların ortadır boyu Köşe başlarında sohbetler koyu Hayranım bu yurda tertemiz soyu Kâzımkarabekir ne hoş Memleket Ozan Resuli’ye açıyor kucak Gönüller hoş kalır yuvalar sıcak Damlar kamış çatı tuğladan sacak Kâzımkarabekir ne hoş Memleket ......................09.09.2021 Resul Civcik"Ozan Resuli"Ayrancı/Karaman Fotoğraflar;Feyzullah Koçak’tan derlenip Shoplama yapıldı ....................................................................................... Bu Şiiri;Karaman ili KÂZIMKARABEKİR ilçesi halkına ’ithaf ediyorum. Okuyup beğenen hislenen canlara,Selâm olsun. |
bilgilendiriciydi,öğütler vardı,
sevgi ve özlem vardı,çok doğru tesbitlerdi,
çok acıklı akıcı ve anlamlıydı,kutluyorum Üstadım,
Dua ve selamlarımla.