Sus
Yaramaz zamanlarımın
Uslanmaz iç sesleri Ele verdi kuytularımı Darda bırakıverdi beni Gece oldu Hasret büyüdü Susuz bir çöl akşamına Uğurlandım Yılmadım da Yorulmadım Usanmadım şu yalan tabiatından Benim dünyam maviydi Karası da vardı berraktı ama Şimdi sormaktayım sorular Cevaplanamayan Usul usul bitmekte Bir papatyanın son yaprağını Heyecandan sayamadım Bilmek istemedim Beni sevip sevmediğini Karanlık çöktü en derinlere Karanlık aydınlıktan aydındır aslında Gözler görmez lakin eller dokunur Hah şimdi bırakın beni orada Sayıklayayım aşkımı Arayayım el yordamıyla Nefes nefese kalana kadar Anayım adını Soğuk bir su misali Dineyim sessizliğin içinde Hissediyorum geldiğini Uzan bana doğru Kavra beni Ve sadece sus sonsuzlukta |