Beş Vakit Namaz VakitleriŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Burası bir edebiyat sitesi olmasına rağmen, burada sözüm ona dini yazılar paylaşılmasını öncelikle doğru bulmuyorum. Ayrıca buradaki özgürlük ortamı istismar edilerek inanç değerlerimize saldırılmasına da müsaade edilemez.
Geçenlerde 5 vakit namazı inkâr eden, sadece 2 vakit namaz farzdır diyen, Kuran’dan başka kaynak kabul etmeyen, fakat okuduğu Kuran’ı da tam olarak idrak edemeyen, Kur’an’ı işine geldiği gibi yorumlayan, bazı ayetleri görmezden gelen, böylelikle insanların kafasını bulandırmak çabasında olan bir yazıyı üzülerek okudum. Kuran’da üzerimize farz olan beş vakit namaz hakkında çok sayıda ayette bilgiler bulunmaktadır. Ancak onlarca ayet ve konuya ilişkin yüzlerce hadisten hiç bahsetmeden bile, tek bir ayetle -evet sadece ve sadece tek bir ayetle- Kur’an-ı Kerim’de beş vakit namaz olduğunu ispat etmek mümkündür. İnternette yüze yakın Kur’an meali var. Bunun için bu meallerden herhangi birini açıp Bakara suresinin 238. ayetini okumak yeterlidir. Bakara suresi 238. ayette Rabbimiz şöyle emretmektedir: ‘NAMAZLARA ve AYRICA ORTA NAMAZA DEVAM EDİN.’ Ayeti tahlil etmeden önce okura küçük bir Arapça gramer bilgisi verelim. Hepimizin çok iyi bildiği gibi Türkçede varlıklar, sayı bakımından ikiye ayrılır: Tekil ve çoğul. Arapçada ise kelimeler sayı bakımından üçe ayrılır: Müfred, yani tekil; Müsennâ, yani ikil ve cem’i yani çoğul. Müfred: Aynı tür varlıklardan yalnız bir tanesini gösteren kelimelere denir. Örneğin; kalem, namaz gibi. Müsennâ (Tesniye): Aynı tür varlıklardan iki taneyi gösteren kelimelere denir. Böylelikle Arapçada, ‘iki’ sayısını kullanmadan da tek bir kelimeyle, aynı varlığın iki ferdine işaret edilebilir. Bunu yapabilmek için yalın haldeki bir isme ‘elif-nun’ eklenir. Örneğin; iki elma, iki namaz gibi. Cem’i ise en az üç ve daha üzerindeki varlıklardır. Örneğin; elmalar, namazlar gibi. Bakara suresi 238. ayette geçen ‘namazlar’ anlamındaki ‘salavât’ kelimesi cem’idir yani çoğuldur. Yukarıda izah edildiği gibi Arapçada çoğul en az üçten başlar. O halde, ayetteki ‘salavât’ sözünden en az üç namaz anlaşılmaktadır. Ayete göre salavât’ın dışında ayrıca bir de ‘orta namaz’ kılınması emredilmektedir. Zira matuf, üzerine atıf yapılandan ayrıdır. Bu nedenle ‘orta namaz’ sözcüğünün, ‘namazlar’ ifadesine dahil olması mümkün olmadığı gibi, her iki yanında eşit sayı bulunmadığından üç namazın arasında yer alacak bir namaza ‘orta namaz’ denilmesi de akıl dışıdır. O halde, ayetteki ‘salavât’ kelimesi, en az dört namazı ifade eder. Orta namaz bu dört namaza eklendiğinde ise beş vakit namaz ortaya çıkar. Orta namazın (salât-ı vüstânın) ikindi namazı olduğuna ilişkin tüm hadis kitaplarında çok sayıda hadis vardır. Örneğin; Hendek Gazvesi’nin kritik bir gününde ikindi namazını kılamayan Hz. Peygamber’in müşriklere bedduada bulunurken, ‘Bizi salât-ı vüstâdan alıkoydular” ifadesini kullanmıştır (Buhârî, “Cihâd”, 98, “Megâzî”, 39; Müslim, “Mesâcid”, 202). Ancak hadisi kabul etmeyene yapacak bir şey yok. Kaldı ki Hz. Peygamber örnek yaşantısında beş vakit namaz kılmış, sahabeye imamlık yaparak beş vakit namaz kıldırmış, hep bize beş vakit namazı öğretmiştir. Tarih boyunca ehli sünnet hep beş vakit olarak namazı kılmışlardır. Şiilikte de namaz üç vakitte toplanmış beş namaz olarak icra edilir. Yani tüm Müslümanlar beş namaz konusunda ittifak halindeyken sadece iki vakit namaz var diyen kişi ancak kendini kandırabilir. Namaz kılan da kendine kılmayan da kendine, bu beni ilgilendirmez. Ancak kimse de kimsenin inancına beş vakit namaz yoktur falan diyerek de saldıramaz. Zaten namaz kılanın da kılmayanın da cenazesi musallaya konulduktan sonra mutlaka cenaze namazını bir kılan bulunur. Not: Beş vakit üzerimize farz olan namaz vakitleri, beş kıtada beşli hece ölçüsü ile kaleme alınmıştır. Bitmeden fecir Açılır zincir Kılınır sabah Alınır ecir Geçince zeval Mümine minval Kılınca öğlen Hayrolur ahval Batmadan güneş Nefsinle güreş Kıl ikindiyi Değilsen gebeş Güneş çekilir Gece dikilir Kılarsan akşam Sevap ekilir Kaybolur şafak Ruhuna infak Kılan yatsıyı Olur muvaffak Seğmenoğlu (Dr. Osman Akçay) |
Saygılar sunarım