Düşümün serdarı
Yine buldu bizi yas rüzgarı,
Geçen sel değil rutubet duvarı. Kalbi çürüten yel değil ki, Yolsuz kalmış aşk bulvarı. Huysuz çoçuk gibi çırpınıyor, Sinmiş kendine düşümün serdarı. Hani, nerde kaldı gönül kuşu, Nerde kaldı suskun dildarı. İzi silindi , kimsesi kalmadı. Yetim hakkı , kimsesiz malı. Kefen bile dikişsiz devlet malı. Haktan geldi ya Hakka harcanmalı. Hepimizin gideceği yer , Son, soğuk mermer taşları . Yünsüz yorgansız yer altı mezarı, Kime gideceğiz unutmamalı! |