DEMİŞLERŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Osmanlı minyatür sanatının son büyük temsilcisi diyebileceğimiz Levnî; eğlenceli, ince beğenilerin ağır bastığı ve geçmişe göre oldukça özgür diyebileceğimiz bir dönemin, Lale Devri’nin sanatçısıdır. Ne yazık ki Levnî’nin minyatürleri ve sanat gücü dışında yaşamı üzerine fazla bilgi yoktur. Asıl adı Abdülcelil Çelebi olan sanatçı Edirne’de doğmuştur. Levnî, mesleğinden kaynaklanan lakabıdır. Hem “renkli” hem de “çeşitli” anlamına gelen Levnî’ye bu mahlas, başka kişiler tarafından verilmiştir. Nakkaşlığıyla birlikte bir halk ozanı olduğu da bilinen Levnî, genç yaşta İstanbul’a gelmiş ve saraya girip nakkaşhânedeki ustaların yanında müzehhip olarak yetişmiştir. Ancak daha sonra minyatür alanında ilerleyerek II. Mustafa zamanında (1695-1703) nakkaşbaşılığa yükselmiş, III. Ahmet döneminde (1703-1730) de aynı görevi sürdürmüştür. Kabri, Ayvansaray Mezarlığı’ndadır.
*
Tut atalar sözünü kalb-i selim ol Gönülden gönüle yol var demişler Gider yavuzluğun tab’ı halim ol Keskin sirke küpe zarar demişler * Her kâra uzatma elin eteğin Yelkovana döner âhir emeğin Nitekim göllerde şaşkın ördeğin Başın kor kıçından dalar demişler * Aldanma cihânın sakın varına Düşmeyegör onun âh ü zârına Bugünkü işini koyma yarına Yar yıkıldığı gün tozar demişler * Çoktur bu âlemde boşa yelenler Kande bilenler ile bilmeyenler Eskiden âdettir dağdan gelenler Bağda olanları kovar demişler * Dediler bu pendi sordumsa kime Tuz ekmek bilmeze müşkilin deme Kül kömür ye nâmert lokmasın yeme Gün olur başına kakar demişler * Arz eyle bu pendi kendi özüne Dost ad’detme her güleni yüzüne İncinme dostunun doğru sözüne Doğru söz insana batar demişler * Bir mürşid-i kâmil bulmayanlara Pîrler nasihatın almayanlara Sözünün ispatı olmayanlara Bir dipsiz kile boş anbar demişler * Yâr ile ettiğin kavle ver karar Kâr etmezsen bari eyleme zarar Aza kanaat et olma tamahkâr Ucuz satan tezcek satar demişler * Kanâat halkasın bırakma elden Elinden çıkmasın der isen dümen Deve âhû gibi boynuz isterken İki kulaktan da çıkar demişler * Güneş balçık ilen sıvanmaz ey dil Bî’zebân da olsa bellidir kâmil Kendünden gayruyu beğenmez câhil Kendi çalar kendi oynar demişler * Hileyi irtikâb etme kıl hazer Desinler sana bir er oğlu er Sen elin kapısın çalarsan eğer El de senin kapın çalar demişler * Gerek şakî olsun gerekse saîd Kerîm kereminden eylemez teb’îd Böyledir Mevlâ’dan sen kesme ümîd Gün doğmadan neler doğar demişler * Levnî nasihatı pirlerin böyle Durûb-ı emsâlden hazm ile söyle Meydân-ı hünerde ağırlık eyle Ağır bassa beğni ağar demişler Abdülcelil Çelebi LEVNİ |