Muska Uyku ve Melâl
ş.
şimdi biz seninle oturup ağlasak meselâ benim gidişime fânî dünyadan ve senin kalışına güzelliğinden ötrü oturup ağlasak bir daha hep bir daha o sabah rüzgârı mutlaka gelir açar kapıları ardına kadar geçer kurban edilişlerden gülümseyerek bir anonim imge miydi / lâ edrî mecnûn ile leylâyı hatırlatarak geçen yanlış sütûn yanlış köşeler miydi fabrika ayarlarıma dadanan kelimelerden bıktım m u s k a diye taşıyorum göğsümün ortasında göz ucuyla gözlerime bıraktığın bakışı yoruldu sendelemesinden akıl ölçeğim ki ben her gece unuturdum çiçeğimi öpmeyi hasretimi anlatırken kapanırdı gözlerim e. balkonda unutulmuş çiçek gibiyim / açmasam fark edilmem / başa aldıkça bitiyor şarkı / durmuyor zaman sevildiğimi söylüyor bütün dostlarım henüz ölmedim nerden bileyim idrak döşeğinde u y k u yorgun pervâne sevabına gireceğim ellerimi uzatsam bu eriyen mum devrilir beni benden alarak dokunmadan hissetmeyi öğretmelidir sesin ne çok seni sen geçti uykuya uyanmadan korkarım bu kağıtlar hep içine çekecek damarı tıkalı fiyakasıyla fiyaskodur bu aramıza giren yalnızlığın şapkası düşmüş düzene koyduğumuz pazartesiyiz her hafta bir çekiç darbesiyle asıldım duvarına bak / ömrümü hep burada geçireceğim gecelediğimiz kapının hatırlattığı alev mum dibi karanlığında kayboluyorum alt alta dizili satırların arasında yitiğim m. hangimiz hırpalanmadan taşıyoruz gündüzü hangimize geceden arda kalıyor m e l â l hayat işte / fark etmiyorsun belki bal şerbetine limon suyu katma denemeleri daha aynada saçlarını tarayacak bu şarkı ve yıkıp gideceğim pür telaş kapıları örtüp bir gün içerde unutup anahtarı terli terli su içmezdim ben nasıl âşık oldum anne ezan okunuyor uyandır beni aşka abdest alıp geleyim kuruyan pınarımdan kokulu silgimi yemeseydim acaba silebilir miydim ki pişmanlığı alnımdan hatır hesabı yapıyor tecrübeyle sabitlenen bun kırılmayı deneyen bir vazodur şimdi kalbimiz derkenar duygusu bu kağıdın ruhuna sinen eli kulağında bir türkü acıtıyor sesimi bak bunu daha önce de söylemedimdi yakacak başımızı haberlere çıkmamış gülümseyişin üzüldü / üzüldüğüne üzüldüm üzüldüğüne üzüldüğüme üzüldü / üzüldüm |
Eli kolu, kalbi dolu ne güzel bir şiirle geldiniz.
Edebi dizelerinize hayran kalmamak mümkün değil.