İHANET GECELERİ
Günahlar satılıyordu
Panayır tezgahlarında çürük çarık , Büyük küçük ne varsa alınıyordu , Hesapsızca harcanıyordu. Birikmiş elde avuçta olan . Yükü dünyalar kadar ağır haklar, Hukuklar, adaletler terazisiz ölçülüyordu göz kararıyla. Biraz göz hakkı , biraz kul hakkı , Biraz içimiz kalıyordu . İğne deliğinden süzülüp geçerken ip ip , Bilinmeyen sahip bile şaşırıyor, yanılıyordu . Kendi günahımı seçme hükmümü Özgürlük diye yutma telaşında ayağım Taşa takılıyordu , Gözlerimse albenili sevda tezgahlarına . Düşe kalka yarıyordum kalabalığı , İçlerinden sıyrılarak . Kemiklerinden sıyrılan etlerin Izdırabı henüz can yakmıyordu. Sırtında küfesiyle dolaşanlara benzemiyordum hiç , benim günahım yüreğime sığacaktı. Aşk tezgahında günah seçiyordum en belalısından , En cezalısından , en acısından . En beklenmeyen alıcıyla aynı günaha göz dikmiştik , O benim gördüğüm , Yasağına günahına uğruna , kazandığım tüm sevapları harcatan. Aynı malı ikimize de satıyordu sırıtarak şeytan . İşte o gün orda gördüğüm idi , Cehennemde ateşi harlatan Aşkın ta kendisi , Daha inmeden dibine çek kurtar demeye , Ne elim tuttu ne dilim , Ve her hücrem kördüğüm Bildiğim bilmediğim ne varsa kitapta, kitapsız O gün orda günaha döndü. Tüm ezberlerimi bozuyordu tadı yasakların , İhtilâller, ihlaller uçuruyordu kanatsız melek gibi , kesilmiş yerden ayaklarım , En zirvesindeyken Aşkın külfetini. Ödül sayıyordum ezilirken , İradesiz aklımın tek inandığı Sevda ibadetini. Bu alemde yaşamıyordum , Kitabım dürülmüş , Hesabım görülmüş Mahşer gününe taşıdım , Provasını dünyada yaptığım , Kıldan ince kılıçtan keskin yolumun vardığı doğruluk ihanetini. En büyük kibirdi Aşk bendeki. Yere düşse almazdım tüm benliğimi. Ve , O gün günahlar pazarında En güzel suça el uzatmıştık seninle , Şimdi yanacaksak ilâhi adaletin har’ında , Ne yalvarırım ne af dilerim , Yok olma pahasına Son nefes son ibadeti Canı cananda kor olmuyorsa . Aşka ihanetti. Hayata Dair Ne Varsa..!! NOGAYTÜRK |