Sessiz Yaşardım
bir dağ başında ağaçtım
gençtim güzeldim yaşardım sedasız umutlarım vardı geleceğe hayvanlara insanlara yakıyorsunuz yıkıyorsunuz insafsızlar acımasızlar saten duvarlarınızın yanı başında çığlığıma nazır sanki açtınız kulaklarınızı alev alev çıtırdayan canıma yanaştınız zevk içinde viski kanyak burgon ocak başında ziftlenin buyurun ziftlenin ziftlenin ağaç idik bir özgürlük ormanında şarkılarımızı yırlar eserdik yellerle yaşardık sessizce serin serin tohumumuz yapraklarımız meyvelerimiz yemledik besledik nicelerinizi nice ki biçtiniz kestiniz erişemeden umutlarımıza zibidileri ölüm fermanlarının haydi kesin kesin... ağaç idik yanı başınızda ırağınızda şarkılar uğuldardık ıssızlığınıza yalnızlığınıza evrensel kadim dost hep vardık kurda kuşa insana vardık darda kalanlarınıza yaktınız talan ettiniz yok ettiniz bir biz olsak yanan görürsünüz yakında dünyanız dünyamız bir biz mi yandık bizim canımız sizin canınız a akılsızlar yakın yakın ağaç idik sap olurduk bazı nacağınıza çapanıza yakışırdık çorak toprak kuru ellere toprak geç alsın sizi yine de nacağında nacarın soyup çıplatıp çatı çatar gibi çattınız bizi kimi bağlı üç çatal direğe urganla merhametsizce çektiniz sandalyeyi önce astınız sonra gömdünüz birbirinizi haydi asın asın gömün birbirinizi ağaç olsam gelsem yeniden dünyanıza saklamam gerek kendimi meyvelerimi tohumlarımı saklamam gerek derdim her şeyimi isterdim görmeyesiniz derinlerde doğar derinlerde yaşardım cümlenizden habersiz... 1996/Akköy/Denizli |