İniyorum O Yamaçtan
Bir hayali örüyorum dünden....
Sonra ilmeği kaçıyor uykunun geceden, İniyorum o tepenin yamacından Gün batımı da değilmiş güzel olan Aklım sırrına ser verirken, Yüzünü gözlerime berkittim Boynumu ayak bileklerime yamarken, Bu gidişe ancak ayak erdirilebilirdi, Sırrına ser verirken... Ayaklarım, ilk onlar atıldı yanından Daha demin çökmeden En erkek yerlerinden, Ayaklarından hortladı, gururum Gururum, onu çok sonra, Yastığımda uykusuz bulmuştum Tavana asılı gözlerime, Bir kara noktayı işaret ederken Bu senin gözlerin ne acımasızdır Onlar ki baktıkça büyülüyor Bu benim gururum ne cansızdır O ki karardıkça küçülüyor İniyorum o yamaçtan, Yanımda bir kaç mahkumla Ellerim ceplerimde... Üşümüş say bu kerre ellerimi , Değiverse boşluğa yakacak meltemini, Değmesinler... Ellerim mahpus ceplerimde, Üşümüş say bu kerre ellerimi, Mahkumun elleri değil miydi Soğuk demire kenetlenen? Hangi hayalin düştü ki zihnimden Hangisini tutsun ellerim ? Bu kerre üşümüş say ellerimi Onlar ki ceplerime mahkumlar Hatıraların taze, cinnetimi kazanda kaynatırlar İniyorum; Gitgide büyüyen gözlerin miyobu artarken Alçaklığımı da yuvarlıyorum eteklerinden, Yarasını bellesin iyice ! Kalkan kaşından, büyüyen gözlerinden Dümdüz bir sarhoşluğu adımlıyorum, En ayık yerlerinden, Sallanıyor hayalin, tam düşürdüm derken... Sarhoş bir köşeden; Hayatımın herhangi bir yerinden Acıyan, Ayık ve büyüyen gözlerin, Bir başka hallenmelerin... Bu kerre üşümüş say, Ellerim ayaklarım gururumla mahkumlar 28.09.2020 İstanbul, S(y)N |