KÜLÜNDEN DOĞAR ŞAİR...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’mevsimidir müphem bir meltem yoklar dal uçlarını gizlice ürperir yaseminler körfezde deniz dalgın bilinmez hangi aşktan artakalmış vahim bir yalnızlığı dinler…’’ Göz çukurlarında gecenin… Ah, o mavi inilti seken Bir iklimden diğerine Zikriyle, fikriyle coşan Yosun tutmuş mazinin içli güftesi Şiirdir yüreğin emir eri İlla ki hazır ola bekler kalem Kalender meşrebi sözcüklerin İçten içe büyür yangın Göğün matemi göğün meltemi Parmak ucunda şakır kuşlar Geceye hazır ve nazır bir tufandır Dıştan içe yıkan yıkayan hezeyan. Gürültülü bir tebessümdür yıldız tozları Kör âşıkların haznesinde saklıdır özlem Öznesi illa ki aşk ve umut kokan Bazen yerle yeksan olur her şey Gündüz gözüyle açan bir çiçekten fazlası Saklıdır toprağın nemli beldesinde Narindir çiçek ve yürek ve kalem Şair dediğin kim hem? Yaza yaza kat çıktığı bir eksen Yarenlik eden sözcükler illa ki tutuşan Bazen ters takla atar imgeler Gönül gözüyle sevip yaşayan Sözcüklerdir dökülen name name Hüzündür sarkacı yerin göğün Sevgiyle bağdaş kurur kalem Kanasa da kanatmaz Kansa da yüz vermez gelen geçene Bazen suskun bazen hırçın Bazen sakin bazen tutkun Yâd edilesi mazinin küfünden doğar şiirler Şiirlerin bağrı yanık kokan Saltanatı sözcüklerin Ta ki şiire nokta konan Kondukça en yükseğe Yerin dibine geçer ne zamanki canı yansa Külünden doğandır şair Külliyesinde yüreğin sözcükler nelere kadir Hırpani gönlün esintisinde taşar da taşar Acıtandır yazılmayan Yanına yaklaşılmaz şairin kimi zaman Uzaklardan gelir sesi Ufka dönüktür yüzü Peki, ya, kalbi? Tutuşan etekleri gecenin Ringe çıkan boksör gibi yumruklar şair yüreğini Kondukça dalına şiirin Kondurmaz da sevdiklerine kötüyü çirkini Çok sever şair en çok da hiçliğini Sevilmek ne ki derinden Derinlerde yaşar ve yazar en çok da yazamadığı hikayesini İçine çeker evreni Kaybolmak ne ki? Hem şair asla var olmamıştır Hayal teknesinde gözden kaybolur Geldiği gibi usulca gider sadece gider Kendinden gidemediği kadar… |