HancıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Malumdur ki, merhum üstad Bekir Sıtkı Erdoğan’ın HANCI’sı defalarca ve değişik makamlarda bestelenmişdir.
Bir şiir defalarca bestelenir de, tekrar yazılmaz mı? Ama ne kadar yazılırsa yazılsın HANCI’nın, bırakın şiiri, destan olarak mimarı Bekir Sıtkı ERDOĞAN (1926 - 2014) hocamızdır, mekânı cennet olsun. Bizim yazdığımız ancak nazire olur.
Hancı keyfin varmı dert dinlemeye
çözülüyor bende dil yavaş yavaş talihin zulmüyle döndüm semeye bağrıma saplanır mil yavaş yavaş önce gurbet sonra maraz dadandı bahaneler vahşi sebeb sudandı bahçemde çiçekler kökden budandı feryadımda soldu gül yavaş yavaş bir öksürsem ciğer gırtlak sökülür kafamı ellesem saçım dökülür sırası gelince bir bir bükülür dizimin peşinden bel yavaş yavaş onun için geçtim yürekten serden murad hakkım yokmuş o nazlı yarden derken hafakanlar bastırdı birden neler çektiğimi bil yavaş yavaş çay varsa bir zahmet getir içeyim ömrümün demini çabuk geçeyim vuslata ermeden nere göçeyim zindan oldu bana il yavaş yavaş şaşırdıkca hücum etti dalalet harabata gövdem oldu delalet başını ağırttım hakkın’ helal et sen de merhamete gel yavaş yavaş Hancı bende yalan yok inan bana yükseği özlerken çarptım tabana tahammül eyledim bunca çıbana gözümden akıyor sel yavaş yavaş uykum geldi söyle nerde yatayım uzanıp aklımdan derdi atayım serin bir odada düşe batayım olmadan yüreğim kül yavaş yavaş Şubat 2021, Almanya. |