Ela Gözlerindeki Türküyü Dinledim
Yokluğundan çıkmak için
Tutunduğum çıkrık ipi Ölümden daha uzun Bir yudum beklemek Cehennemin okyanusundan daha derin Gönül kuyumda ki zanaatkar resminde yaşlandı Acılarımı onarmaya mecali yok Geliş fısıltının nabzı da atmıyor Umudum Koca karıların dilindeki kuşların uçmasına kaldı Zamanın kırık kanadıyla Masalın mavisine yazdı İçime gökten üç şey düşürdü ama Elma, kiraz veya turfanda can eriği değil Üçü de sen Birincisini Şafak vakti kundağını çözüp Karanlık kıt’amın en doğusundaki cami avlusuna Ela güneş ışıkları serpildi oradan yeryüzüme İkincisini Denizin yırtığından dışarı çıkan toprağa Yeşerdi ela renkli kır çiçekleri Dokundu nektarına arılarım Bal taştı tuzlu suya Şeker komasına girdi ummanlar Üçüncüsünü Vazoya sığan gül ovalarıma Sevincimi iklimlere kırk ikindi yaptım Ela gözlerindeki türküyü dinledim Yüzündeki kırmızı çığlığa dudaklarımla dokundum İncitmeden Bir taşralı öpücüğüyle erdim muradıma Hadi sizde beklemeyin Şiir okuyan gözlerinizi Masalın nemli mendiliyle silin Çıkın kerevetime |
Yüreğine emeğine sağlık
_____________________________________Selamlar