Efsunum
Serin bir akşam düşlüyorum
Elinde fermente üzüm suyu Gökyüzü parlağı eski bir hırkası Sessizliğe mola verdiren küçük taşların sesleri Benim sevgilim çok karanlık içinde her şey parlıyor Ne zaman üzülse ışık süzülüyor gözlerinden Benim efsunum çok naif Mutluyken hafifçe okşuyor yanağımı Sinirlendiğinde uğuldatıyor her yeri Kızdığında imalı imalı ıslık çalıyor Benim yuvam fazla aşırı neyi versen bin ediyor veya p.ç ediyor ve bazen vermediklerini getiriyor Benim hayalim sürekli genişliyor neyi düşlesem mesafesi açılıyor Sonu olan, sonsuz bir yolmuş gibi ama henüz kimsenin aklı yetmiyor Benim Sevgim çocukça saf İçgüdülerin tarlasında Kimyasal takviyelerle Çok yılın getirdiği son haliyle -Lahza |