Âh Mine'l-Aşk...Mâşuk
Elin yâri türkü yakar, şarkı okur saz ile
Bizimkisi kayıplarda gelir gider naz ile. Naz çok olursa usanır seven, aşık usanır Göz görmez, akıl bilmez, kendinden utanır. El olur sevgililer, sonra zâr ile perişan Düşme sakın ola, gözyaşı yalandır yalan. Fani dünya eğri büğrü devreder her turun Kim bilir nasıldır, nasıl geçecek yarın? Her daim sevilen insaf edip acep anar mı? Yâd olmuş sevgiler, kırıp geçtiğine yanar mı? Mecnun aşkına gecelerde Leyla’dır gül. Bülbülü kafeste tutan nâr-ı beladır gül. Bela olsa yollara yine candır baş üstüne, Hoş gelir, safa gelir kaşı, gözü eladır gül. Ölüm diye Azrail elinden vuslat şarabı, İkindiyi takiben bu okunan selâdır gül. Her yaprakta ayrı güzellik, ayrı letafet Nakş olundu üstüne, yüce mührü ilâdır gül. İlahi cemalinden lutfettin ki bir zerre Ne lale, ne sümbülü hepsinden âlâdır gül. Gülfemî anlar mı acep halinden aşk ehlinin Bülbül sevdasına nice asır müpteladır gül. Aşkı bilene sor anlamak istersen eğer Eyledi bülbül bu yolda can u başını heder. Her ne çekse revadır ona, susmak bilmedi Nalan gördü lakin gülün yaşını silmedi. İncitmeyin dalda güzel, dalda kalsın daima Benzemez ki o tazeye mahlukat içinde sima. Kokusu bile can verir, can alır bazen Aşık aşkına yanar, için için erir bazen. Yar uzaktan eli, yüzü gül, dudağı gül Kalbi gül, şemâli gül, öyle güzel yanağı gül. 04.X.2007-Ovacık |
Kutlarim...