Söğüt
Ferahlık beni çağırdı
Çıkıyorum doruğa; deli bir rüzgar Gülistan ne güzel ot kokuyor! Ağaç ve yeşillik boyutlarından geçiyorum Bir yaban kuşu gibi tüneyip kıyıya Renklerin geçmesini bekliyorum Dalarken dağ göllerinin derin uykusuna. Bir gerçek var orda duruyor Gerçek olamayacak kadar gerçek Hiçbir göz bakmıyordu yeryüzüne aşıkane Az ilerde yamacın aşağısında evim Geride, tepeler art arda dizilmekte Yaprakların gölgeli yalnızlığında Kahra kan olan bir aldanışla yakaracak Annem öyle inanmış olmalı ki bana Tiz bir sesle uyandırır çoğu gece Ve sonra camdan yüzümü aydınlatır gider. Kapı önlerinde oturan insan sözü Çok yaşanmış bir çığlıkla hayat Her yüz bir işarettir tanrıdan. Bunu yaşlı bir adam söylediğinde inandım Dua için zaman istedim tanrıdan. Onun varlığına adanacak ömür Var ettiği dünya bir hiçlik ahti gibi. Yada hiç yaşanmamış gerçek gibi... |