DENİZ DİBİ MEYHANELERİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yasak diyenler, olmaz diyenler, bir yanda da boş ver diyenler, devam diyenler... Yürekte iz bırakan acılar ve bütün bunlara sebep olmuş, pişman sevgili... Ve oksijensiz, havasız bir ortamda, hâlâ yaşamaya , nefes almaya çalışan bir aşk....
Anlatılması bu denli zor duyguların döküldüğü bir şiirin anlaşılması kolay olabilir mi? Denizdibi meyhanelerinde İstiridye kabukları; pırıl pırıl, Yalancı gözlerinde uskumruların; şehvet, Yakamozlar sarhoş, yakamozlar ayyaş, yakamozlar mağrur; Tanımazlıktan geldiler beni, Yengeçler üşüştü düşlerime, İstakozlar ciğerlerime doldu, Trakonyalar kalbimi parçaladı. Ya o gümüş balıkları, Ya o bir sürü gardiyan; Seni düşündürmediler bana, Suyumuz zehirlenir dediler, Ölürüz dediler, Kattılar beni önlerine, Kapı dışarı ettiler. Lânet ettim deniz dibi meyhanelerine... Yalnız, Esmer bir balık vardı; Bir dişi balıktı, dertliydi Tuzlu şarap içiyordu tek başına, Gözleri kocaman kocaman oluyordu ay ışığında, O, bir garip baktı ardımdan, Bir utangaç, bir dertli parladı gözleri. Acıdı mı bana, bilmem. Gümüş balıklarına adını sordum; Kıpkırmızı oldular, Suları zehirlendi, Öldüler... DENİZDİBİ MEYHANELERİNDE ÜÇ BİN KULAÇTSN GELEN AY IŞIĞI DERTLİ GÖZLERİNDE PARLAYAN O ESMER BALIK İÇİN ŞİİRLER YAZDIM. İstakozlar halâ ciğerlerimde, Yengeçler beynimi yiyor, Trakonyalar, kalbimi bitirdi, Gümüş balıkları sizlere ömür, Uskumrularla arkadaş olduk, Yakamozlar, zaten baba dostu, Dişiler, alabildiğine dişi, Erkekler alabildiğine sarhoş, Alkol kokusu eksik olmasın, Buğulu hava sağ olsun, Yeşil rengi denizin, Şu kalem, Şu kâğıt... (1961) Ünal Beşkese |
Deniz, şiirler ve kadehler insana dost olurlar orda...Kalem anlatır duyguları, kâğıtlarsa ceplerine doldurur...
Tam bir efkârlanış var bu şiirde... Tebrikler...