yeşil
Gözleri yeşil çöl sarısı yüzünün içindeki vaha gibi
Bakışları hep kaçamak ve yere dönük Buğday sarısı saçları omuzlarından aşağı su saflığında şelale Yol yorgunu çatlak dudakları İçine gömdüğü sırrını vermemek üzere tutuşup kapanmış Ama çıtlattığı titrek elleri Ve yeşil gözlerinin ardına sakladığı Umutsuz karanlık bakışlar sırrını ele vermekte Sanki bütün sesler onda toplanıyormuş gibi Her seste tedirgin Her seste gözlerinin mevsimi değişir Kardeş olmuş tedirginliği kendisine Her adımda koşar intihar yürekli bedeni Henüz on beşinde çocukluğuna el uzatıyor Bir gülüş beliriverirken güleç yüzünde Sonra yine bedenine yüklenmiş ağır yükle Gözleri kapkara kesilmekte Ve sonbahar sarısı yüzünde sert bakışlar Bu bedeni on beşinden otuz beşine taşımakta Çocuksu sesinde duygular karmaşası Karanlık zamanların yaveri gibi Gündüzlerden aydınlıklardan bihaber Yakınını uzağa taşımış gözleri hep uzakta Atılan her taş, sıkılan her kurşun sallanan her bıçak Gelip bedenini bulacakmış gibi tedirgin ve ölüme yakın hissediyor kendini 26-03-2008 |