KARANFİLCE
ah! karanfil
içimin kırılgan aynası dalından kopmuş bir meyve gibi yokuş aşağı dik falezlerden yuvarlanıyorum ruhumun örselenen kanatlarında yorgun mırıltılar ah! içim duman duman rüzgârlar savurdukça dağılıyorum bacaklarım sanki yaşlı ebabil takıldığım yerde vuruluyorum kan kusan gözlerime mil çeken acılara hiç alışamadım ah! karanfil beyaz leblebim ekşi eriğim yorgun ruhumun uysal kedisi gözlerime bak göçebe bulutların uğrak yeri ıssız dilsiz yolcusuz bir köprü gibi keşmekeşliğe uzanan kollarıma bak yara bere içinde sahibini arayan bir türkü gibi dağa taşa vuruyorum kendimi küçüksün sen bilmezsin çaresizliğin zorbalığını kül olan hayallerimin ortasında kalbim seyrediyorum yok oluş masalını aldırma hiç boşalsın yağmurlar üzerime ah! karanfil üzülme heba olan ömrüme ölüm ağacını diktim toprağa ayağımda demirden nalınlar hadi tut ellerimden usul usul yürüyelim Mevla’ya… ayşe uçar 3.06.2021 |