Günü güneşe sormadan
Sıradan şeylerle avuttuk kendimizi
Görmedik denizi İnemedik sevgilinin yüreğine Tapındık dünya hali metaryallere Söz çoktu Kelimeler arasında en ala dansöz Mazeret savurdu külleri kadere. Lak lak Söz dolaşır ara yerde Öze inemedik Öz kayboldu bir yerlerde Rakamlar çoştu Kirpikler gözler solarken güllerde Sanki bu hayat bomboştu. Para gibi harçadık vakti Hiç sevinmeden sevilmeden Şimdi dört nala koşan atlar terli Ucunda muştu var sanki değerli. Zamanı durduramadık Öksüz kaldı sevgi Darağacında melenkoli Ölüme boyun eğerken Bilemedik derdi temmuz sıcağında... Oysa biz dünya salıncağında Sürgüne gönderildik Günü güneşe sormadan. |