Zırkalem..
Sabahın seherinde uykudan uyandım
Gerilim dolu bir gün daha başladı Yaşamakla suyun sesi arasında bir fark yok Duvarla gök arasında bir ses yok Ölümle kalım arasında bir fark yok Yok üzerine gelişmişlik var Öteyle beri arasında çelişkiler varr Rahat yüzüyle, ferah arasında gerginlik Refah ile sıkıntının çarpıştığı yerdeyim İnsanlarda ayrışma ezelden gelmiş Yürümüş, yürümüşler yeryüzünden Ayrışmışlar düşmanlık için Anlamıyorum insan, insana muhtaçlık niçin Gitsinler o halde gidebildikleri kadar Dünyadan gitsinler, terk etsinler. Panzehiri olmalı bunun gülüş yetersiz Günyüzüne çıkmalı anastezi yetersiz Tek bir sembol kamasın tekamüle gerek yok Başladığı yere dönsün tüm zerreler Aydınlık yetersiz, merhamet konuşsun Aksın tüm nehirler denizlerde boğulsun. Farkı yok ruhun, ruhsuzla İnsandaki ruh taşlara verilsin Bundan sonra dağlar, kayalar gerilsin Çatlasın un ufak olsun tüm taşlar Anlasın ruh neymiş, çile neymiş. Yalan gemisinin gideceği yer, denizin dibi Şimşeklerin çaktığı yer, yağmurun sesi Hiç bir umut yok, umuttan Herşey apaçık çukurun dibi Adaleti mülkiye yalancının biri Görünen, görünmeyen kısasa, kısas gibi Varnik, vırtgel, gelgit, yatgit, Vavadağne ankey dürüm O demiş, bu demiş, ben demişim Künyen nedir azizim Asker, heykel, düşsel, metanet, makber Ve zırkalem.... |
Vavadağne ankey dürüm
O demiş, bu demiş, ben demişim
Künyen nedir azizim
Asker, heykel, düşsel, metanet, makber
Ve zırkalem....
Onca asırdan sonra varabilidiği yer insanlığımızın... Maatteessüf... Güzel tespitler Tebrikler...