Kara Bahtım
Isınmaz soğumuş kalbim biçare
Güneşi sarıp içsem göğün yedi rengine İnmiş ciğerlerime kadar bulanık zaman sessizce Yokluğunun amansız ağrısını itiraf edemem kendime Deseler ki ardından o zalim susamış kana Göğsüm gerilir de karşılarında benzer çelikten zırha Yeni yağmış kar kadar saf ve narindir ruhun Gönlü ziftle boyanmışları havale ederim Allah’a Ay düşer durmaktan bıkmış sulara Ondan güzel gözlerinse enkaz olmuş aklıma Gelsen de örtsen sıcacık gülüşünle üşümüş yüreğimi Artık öldürseler de küfretmem kara bahtıma... |