HaşyetHamama girince kurnaya Düğüne gidince zurnaya Hasrete dalınca turnaya Şiirler kaleme alandım Kul hakkı yemedim diyerek İçimde gezmezdi engerek Değildim elbette mübarek Nadirden yeiste kalandım Kalbimde Allah’ın sevgisi Huzurda olmanın sezgisi Kuran’da cehennem bilgisi Anladım gaflete dalandım Önceden korkardım seyrekçe Şimdiyse vücudum titrekçe Tebessüm edemem gevrekçe Hani ben cesur bir aslandım Mâsiyet nihayet olunca Sineme muhabbet dolunca Haşyetten kavrulup solunca Tövbeyle beraber nalandım Bilmeli helali haramı Firdevs’tir müminin bayramı Elbette Rabbimin ikramı Bak dünya diyor ki yalandım Sekar’da beklerken ukubet Etmeli her emre icabet Osman’ım hayrolsun akıbet Söyleme ömrümü çalandım Haşyet: Allah katındaki durumu hakkında hissedilen korku. Engerek: Zehirli bir yılan türü. Yeis: Umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü. Mâsiyet: Günahlara dalma, helal ve haram sınırlarını çiğneme. Muhabbet: Allah’ın kemâl ve cemâlini idrak ve takdir oranında kalpte oluşan sevgi. Nalan: Ağlayan, inleyen, feryat eden. Firdevs: Kuran’a göre namazlarında huşû gösterip boş şeylerden yüz çeviren, zekâtlarını veren, iffetlerini koruyan, emanete ve verdikleri söze riayet edenlerle namazlarını sürekli kılanların girecekleri cennet. Sekar: Cehennem. Akıbet: Son, sonuç |