YALANCI
YALANCI
Ben türkülerin yalancısıyım, klamların ve bozlakların yalancısı... Gönül gözüyle bakmışım sana, gönül sözüyle söylemişim duygularımı... Ben türkülerin yalancısıyım, yanık ezgilerin ve ağıtların yalancısı... Tuzlu bir yağmur yağıyor gözlerimden. Çiğ düşüyor yanaklarıma, sevmişim seni, türküler öyle diyor. Ben türkülerin yalancısıyım. Ne bir eksik ne bir fazla, eklemedim tek kelime kendimden. Ben, Türkülerin yalancısıyım, sevmişim seni güya. Dilim aciz, yüreğim aciz, sarhoş bir esinti Asi ce yalarken bögetin serin sularını, ben sana susuzluğumdan aciz düşmüşken, bir türküde duydum, sevmişim seni. Suçum yok! Ben türkülerin yalancısıyım. Gözyaşlarım var benim, ah ettikçe kanayan acılarım var, birde türkülerim var, seni sevdiğimi söyleyen. Ben değil ha! Ben değil. Türküler söylüyor, ben onların yalancısıyım, sevmişim seni güya. Baharda, birkaç begonvil ve nergisten de duyar gibi oldum. Hatta bir papatyanın, seviyor - sevmiyor yaptığım çiçeğinden de... Çok fazla aldırış etmedim onlara doğrusu. Fakat türküler, klamlar, ağıtlar hep bir ağızdan söylüyor, Ben onların yalancısıyım, sevmişim seni güya. Biliyorum, sen yalancı diyeceksin bana, emin ol yalancı ben değilim. Ortada bir yalan varsa, ezgiler klamlar yalancı. Türküler yalancı, ben onların yalancısıyım. Arif Sami İğde. |