Bizim diyar
Anlatılmaz üç beş satır yazmayla
Muşu Bulanığı görmeden olmaz Doyulmaz seyrine gezip tozmayla Orada yaşayıp durmadan olmaz Siz bilemezsiniz bizim diyarı Zaman yetmez kimse aramaz kârı Yolumuz her daim yokuş yukarı Ceht edip kafayı yormadan olmaz İaşe atadan kalma bir usul Hayata tutunmak gayemiz asıl Tohum ekmek ile olur mu mahsul Ter akıtıp emek vermeden olmaz Gün gelir kapanır yollar aşılmaz Toprak donar mezar dahi eşinmez İstesen de tarla tapan koşulmaz Gün gelip de vakit ermeden olmaz Kırk elli yıl evvel bildiğimiz köy Öz müdür yetim mi yoksa ki üvey Devir değişse de değişmez bir şey Bu makûs talihi kırmadan olmaz Bir yanda Bilican bir yanda Süphan Vücut bulmuş bizde yöremize can Malazgirt’le özdeş Sultan Alparslan Şan dolu Tarihe girmeden olmaz Kültürü töreyi inancı dini Nerden gelmiş kimden almış ismini Kenara bırakıp hasedi kini Geçmiş ile bağı örmeden olmaz Dünden ta bugüne ne olduğunu İyiyi kötüyü varı yoğunu Bizim yöremizin insanlığını Misafir olana sormadan olmaz Bahar ile olur aşk tanrıçası Süseni sümbülü mor menekşesi Bir melodi gibi kurt kuşun sesi Bu işin sırrına varmadan olmaz Umut ile bakmak için yarına Yıllarca katlandık zorluklarına Başı sisli dağın yamaçlarına Yaylalara oba kurmadan olmaz Anlattığım damla değil deryada Miskinlikten olmuş kime ne fayda Bet bereket akan derede çayda Bağ becerip bağı dermeden olmaz Kârlı bir iş değil lakin en iyi Zaruri kılıyor ekip biçmeyi Arpayı buğdayı otu yoncayı Harmana daneyi sermeden olmaz Nasırlı elleri kutsal emeği Her evde anadır evin direği El dokuma halı minder döşeği Hayatın keyfini sürmeden olmaz Hasret çekiyorum kaç yıldan beri Bir hasret ki yakar kül eder beni Bağrıma saplanmış aşkın hançeri Zamanı geriye sarmadan olmaz Mustafa gözümde yaş damla, damla Ömrüm geldi geçti kederle gamla Aramız da dağlar öz vatanımla Elimi dizime vurmadan olmaz Mustafa Deniz |