...ve Bir Kalp Sızısı Küfür Ağırlığında
Yabancılaşıyor yüzün, yüz hatların bir bulut gibi bir oyana bir buyana...
Flu bir ışık gibi gözlerin, gel gitler yaşatıyor bana Gölgeden ibaretsin sanki Sanki yaradan seni bir gölge olarak yaratmışta unutmuş gibi Sanki bir varmışsın da, bir yokmuşsun gibi Sanki sana el uzatmışım da, toz duman olmuşsun gibi Kokluyormuşum da sanki seni, dumanın içime kaçıyormuş gibi Başını yaslamışsın da omzuma, kül izlerin kalmış gibi ...ve bir kalp sızısı, küfür ağırlığında Avuçlarımı açıp tanrıyı ararken, inkar etmişim seni Dişlerinle beni parçalamak istercesine kıstrımışsın ruhumu Başımı yumuşak yastığıma tam koyacakken çekmişsin gibi Karalanıp buruşturulan ama hep çöpe atılan intihar notları gibi Sana hediye ettiğim uçurumlar silah doğrulttular bana Kurşunların yerine ’gibi’lerimi doldurdular Kendimi senden uzağa atayım diye Topal kalayım Tırnak içinde ki pislik olayım diye Baş parmağıma çizdim en keskin bıçağımı Dilime dayadım, acı bir tat bıraktı Kan değildi bu, dilimin yardaklık ettiği, dışarıya kaçan zehirli iğnelerimdi sanki Yâr kovan et parçası! suçlu bulundun!!! Müebbet, idam hak getire Kabuk bağladı yaran Kaldırılsın da Yine kanasın diye Acısın da Kopup düşsün diye Artık başka aşklara lâl kal diye... |