ÇakırkeyifBaktığım her gözün baktığı bir yer Gördüğüm her yüzün bir yarası var. Duyduğum her sözün aktığı bir yer Şairin bir paket sigarası var. Her sesin yankısız bir yerde kalıp Herkesin bir nefes kadar azalıp Omzuna dünyanın kahrını alıp Cebinden yalnızlık çıkarası var. Bulutlar yağmursuz, çekilmiş suyu Yıldızlar saklanmış sema çok koyu. Gözleri bir kâğıt bir kalem boyu Hasretle vuslatın çok arası var. Ne sen sor ne benden bir cevap bekle Ne “özne eksik” de ne yüklem ekle Öğrendim, yıldızın bir tek dilekle Kayarken gönlümü çok yorası var. Her maşuk aşkından fazla emin de Yine de beklenir hüsran deminde Çünkü kor bir alev yanar kiminde Kiminde simsiyah kül karası var. Tövbesi çok kolay değil geçmişin Devası bulunmaz aşkı içmişin İçinde yangınla gezen dervişin Ateşe darılmış bir çırası var. Bu yüzden gönlümün şişe başında Ocağın ötesi neşe başında Karanlık bir yolun köşe başında Efkârla süslenmiş manzarası var. Sokağın lambası ışıtır yeri Redifler erkete gelmez ileri Kaldırım kafenin kalbur üzeri Selamla verilmiş bir kirası var. Belli ki yine bir hicaz taksimi Yağmurla eşdeğer tuttu aksimi Bilmiyor, şairin bu kez Taksim’i Görecek üç kuruş yol parası var. Yine bir şiire can atacağım Yine bir özleme can katacağım Aslında çok şey var anlatacağım Az bekle, onun da bir sırası var. / Yavuz Doğan |