çıplak ayaklarımda cam kırıklarıGelme üstüme dalga dalga, vurma böğrüme Hiddetten köpürmüş simsiyah deniz, Yıkılmayın üstüme koskoca dağlar Ve çökme başıma, bir kâbus gibi maviliği bitmiş gök kubbe, Cam kırıkları döşenmiş, ip gibi ince bir yol bu sevda, Ve ben, çıplak ayaklarımla yürümekteyim, gözlerim bağlı Ölüm gösterisindeki bir sirk cambazı gibi... Ve sen, çağırma beni, ey sevgili Uzatma ellerini, uzaksın, tutamıyorum. Biliyorum, vaz geçsem, unutsam, Dağlar yeşil, deniz durgun, gök masmavi olacak Ama, boyasız dudaklarının rengi kazınmış dudaklarıma, Unutamıyorum... O yüce dağların ardından bİr rüzgar eserdi hep Ve içinde gün ışığı gibi umutlar olurdu, Masmavi bir gök kubbenin altında Ve masmavi, durgun bir denizde Ne güzeldi kaybolmak, ela gözlerinizde... Şimdi, yırtılmış bir fotoğrafın İki ayrı parçasında kalmışız Ve kırık aynalarda kalmış tebessümlerimiz gibi Parça parçayız. Boşuna uzatma bana ellerini, Çok uzaksın, tutamıyorum, Hangi deniz kıyısında dolaşsam Eylül mehtaplarından kalma anılar, Unutamıyorum... Üstüme yıkılıyor o koca dağlar, Gök kubbe üstüme çöküyor Üzerime geliyor dalga dalga bu kapkara deniz Ve hâlâ Gözkapaklarımın ardında saklıdır gözleriniz... Ünal Beşkese |
Kaleminize sağlık.
Yüreğinize sağlık.
Gerçekten çok güzel.