YAKALANDIM
[ kal
YakalandıM Koydum merdivenleri aya ve yıldızlara Basamakları tek tek çıkarken yakalandım Oturdum gezegende çekirdek çıtlatırken Meğer kayan yıldızmış akarken yakalandım. Rüzgara karşı çıktım kasırgayı görünce Geçeceğim suların hepsi hırçın derince Yüreğime bir sızı girerken ince ince İçimdeki çırayı yakarken yakalandım Fırtınalı günlerde koşturdum umutları Renk verdim kirazlara pekmez yaptım dutları Bana ait dünyada kaldırdım hudutları Çöllere çam ağacı dikerken yakalandım Çiçek deren ellere bal akıtan dillere Dikenlerin içinde sevdalandım güllere Nazar boncuğu gibi duran mavi göllere Gönül şerbetlerini dökerken yakalandım Bir yanda baharlara öte yanda kışlara Bozuk terazilere adaletsiz işlere Tutundum hayallere sığınmadım düşlere Utanç duvarlarını yıkarken yakalandım Nisan yağmurlarından zemherinin karından Meyvenin köklerinden buğday tarlalarından Yaşadığımız dünden yaşanacak yarından Şu ayrık otlarını sökerken yakalandım Kiliseye havraya her dinden insanlara Tarih sayfalarında çok değişik anlara Gökdelen saraylara harabeler hanlara Tarafsız bir köşeden bakarken yakalandım En güzel değerleri teknesinde yoğurur Sol yanım duyarlıdır hep sağ yanıma vurur Vicdanım insanlığın mihenk taşında durur Eksenine çiviyi çakarken yakalandım Her köşeye mum diktim savaş açtım geceye Özgürce dolaşırken takıldım bir heceye Tereddüt süz katıldım her yerde imeceye Tezgahtaki halıyı dokurken yakalandım Tüm renkleri aradım gönüllerin parkında Güller dikenli imiş olamadım farkında Eğirdim kelep yaptım yüreğimin çarkında Kök boyalı ipleri bükerken yakalandım İşleyip sözcükleri dizeye ekliyordum Tuzağımı kurmuştum bir peri bekliyordum Duyguların gizini içimde saklıyordum Kalbini gözlerinden okurken yakalandım Yağmuru bulutlardan ellerimle sağarken Sabahın seher vakti ufuklardan doğarken Akşamı kızıllaşıp tepelerden ağarken Güneşi bana doğru çekerken yakalandım Sildim sildim çıkmadı demirlerin pasını Topladım her taraftan malzemenin hasını Yeniden kurgularken düşlerin dünyasını Somunları penseyle sıkarken yakalandım Hırçınlaşan dalgalar kıyılara vururken Dağlar omuz omuza karşısında dururken Nehirler çekilirken mavi göller kururken Düşlerimin çatısı çökerken yakalandım Dağları deliyordum seni aramak için Güneşin saçlarını elle taramak için Nolur ne olmaz diye beni korumak için Gönlümü mısralara takarken yakalandım Dostların yollarına halı sereyim dedim Paylaşmak istiyordum söze gireyim dedim Bunca alın terimi artık göreyim dedim Tohumu gökyüzüne ekerken yakalandım Elli yaşında idim bahçede ip atlarken Zamanı geri doğru sayfa sayfa katlarken Bir gün yalnız başıma yaş günümü kutlarken Harmanlarda tek ayak sekerken yakalandım Ben kimim neyim diye yüzlerce soru sordum Düşlerden bir dünyada gönlüme saray kurdum Geçtim sedir başına minderinde oturdum Dediler vakit tamam çok erken yakalandım n.BayraktaR in ] |
ine çok güzel bir şiirinizi beyenerek okudum kutlarım
selamlar