OBACILIK KÜLTÜRÜMÜZ
OBACILIK KÜLTÜRÜMÜZ
Her obanın yanardı ateşi Koyun kuzu, keçi oğlak Boş kalmazdı köşesi Eksik olmazdı şişede püsesi Asılı oludu ardıcın dalında Yanık tuluk, bişek çömçesi Kururdu ladin pürüründe kaymak Mümkün olur muydu doymak Çan sesine uyanırdı sabahlar Helke sesini karşılardı kuyular öğlenler Dizilirdi peş peşe sürüler, öğrekler Hazır olurdu saçta tere yağlı börekler Obacılık kültürümüzün bir parçası olmakla birlikte neredeyse yıllar önce tek geçim kaynağıdır. Ermenek ve yöresi tüm Taşeli tüm Toroslar obacı kentidir. Oba kurulmayan taş dibi ardıç dibi yoktu desek yeridir. Taşeli ve yöresi Silifke sancağının önemli vergi kaynağını oluşturur. Yetiştirdiği hayvan, süt; süt ürünleri. Kıl, yün… Dokuma sanayi ürünleri… Taşkent çeşmesi ile anlatılan efsane de bu durum bariz bir şekilde vurgulanır. Şöyle ki kim olduğunu bilmeden Sultan Keykubat’a su ikram eden kıza sultan kendisini tanıtarak kızdan isteğini sorar. Kızın isteği: ‘Benim eşim ve kardeşim Bozkırın Ahırlı Köyü’nde bez dokurlar. Biz İçel’in pamuğunu eğirir, iplik yapar, bez dokur pazarda satar, geçimimizi sağlarız. Bezlerimize damga vururlar. Bir top bezden tam üç akçe vergi alırlar. Ferman buyurunda almasınlar.’ Sultanın Cevabı: ‘ Dileğin olacak. Benim de niyazım odur ki; Çamlarınız kurumasın, Güzeliniz farımasın (İhtiyarlamasın), Suyunuz ılımasın. Bezinizden öşür akçe alınmasın.’ Obacılık gelmiş geçmiş hükümetlerin bilmedikleri bir konu olup yaşatmayı sürdürmeyi desteklemek bir yana yok etmek, unutturmak çabasına girmişlerdir. 90’lı yıllarda dağlar tel örgülerle çevrilmiş, obacıların ayak basması engellenmiştir. Ayak basmak bir yana bakışlarına, kuşların uçuşlarına yasak getirilmiştir. Obalar genelde dağlarda su kaynağı ve otlakların konumuna göre kümelenir dağlarda adeta mahalleler oluşurdu. Obalarda bir çoban, sürüde koyunu keçisi bulunan ailelerin yeni yetişme kızları bulunurdu. Yeni yetişme diyorum. Yetişkinler daha ağır iş bölümlerinde yer alırdı. Yeni yetişme kızlar öğrenci yurdu gibi üçerli beşerli obalarda kalırdı. Günlük sütlerini sağar, sütlerini değişik ederlerdi. Süt alışverişinin ölçüsü çöplerdi. Çöp alışveriş yapılan kaba süt doldurulur içine öp batırılarak çizik atılırdı. Kızlar ilk hayallerini obalarda kurardı. Platonik aşklarını obalarda yaşarlardı. Saçlarını kuyudaki yansımalarına bakarak tararlardı. Aynaları yoktu. Saçlarını tereyağı ile parlatırlardı. Saçlarının alın üsttü kısmı eşarbın dışında kalırdı. Çobana gösterilirdi. Kazancı’da obalar Popas kuyusu çeveresi, Yümsekerik’in etekleri, İlabadı çevresi, Çömlekçi çevresi, oluk çevrelerinde kümelenmiştir. Oba kültürü Çolak Hasan’nın manilerine konu olmuştur. Obacılar yürüdü Tozu dumana bürüdü Goparanın Ayşa’yı Çolak Hasan sürüdü …. Gabalak’ta obası Ekin biçer bubası Kızın gönlü olursa Bok yemesin bubası …. Eşeğinde harar Alaca’da narar Ne ararsın obalı Kızınız tosun arar Dağlarımız uzun yıllar boş kalmış ayılara, domuzlara yurt olmuştur. Son yıllarda yasakların esnetilmesi ile bugünkü teknolojik gelişmelerden yararlanarak obacılık kültürünü yeni boyuta taşıyan gençlerimiz sevindirici olmuştur. Bunlardan biri İbrahim Koç’tur. Deyim yerindeyse dedesi 40 yıla yakın muhtarlıkta taht kurmuştu. Torunu da yaylaların en güzeli Tozlu yaylası ‘’ Alıçlıdüz’’ mevkisinde vilyavari bir ev yaparak evini güneş enerji panelinden ürettiği elektrikle aydınlatmış, teknolojik aygıtlarla donatmıştır. Evin bitişiğine büyük baş hayvanları için bir ağıl yapmış. Dağın başında süt ürünleri üretim tesisleri açarcasına yağını, peynirini üretmeye devam etmektedir. Yine Uluköy Mahallesi’nden Sedat Demir eski geleneğe bağlı kalmış koyun sürüsü ile konargöçer obacılık kültürünü yaşatmaktadır. İbrahim ŞAHİN |
Kaleminize gönlünüze sağlık.