Maharet
Bu ses yeterli değil!
Aklımın içi süzgeç gibi, Dışarıda ne varsa benden genç gibi, Artık her şey, bana geç gibi, Kafamın her tarafı delik, deşik, Düşüncelerim, hendek, eşik, Fikirlerim harabe; Havale geçiren bir bebeğin kıvrandığı beşik, Aptallar gibiydim, Ya da aptallar benim gibiydi, Veya her neyse! İnkârlar, İmkânlar, İhmaller! Tepeden tırnağa değiştim, İrin gibi akıyordu hayatım, Dereden ırmağa dönüştüm, Kuytularla, köşelerle: Ne derece bir sapıklık, Ne afilli bir yalnızlık ama! Duvarlarla öpüştüm. Düştüğü yeri yakan ateşim, İhtiyacım olunca sönmüştü, Kahkahalar kulaklarda iğrenç bir çınlama, Oturup hâlime, saatlerce gülmüştüm, Ya da kalkıp kendimi vaatlerle bölmüştüm, Mazeretler, Kaybetme üzerine marifetler, Ruhuma örülmüş cinayetler görmüştüm. |