ÇANAKKALE DESTANI EMİNE BACI
EMİNE BACI
Nişanlın Çanakkale’de mi öldü Gitti bir daha gelmedi mi Sen o’na ya gazi ya şehit mi ol dedin Aylarca ondan haber bekledin Beklediğin haber gelmedi mi Nişanlın Çanakkale’den bir türlü gelmedi gitti Gitti o gidiş bir daha gelmedi Emine bacı sen o gün bugün Yollarını bekledin o sevgilinin Yollarını gözledin o sevgilinin Haberci gelince koşarak gittin köy meydanına Ahmet’inden bir haber gelecek diye Nişanlından bir haber gelecek diye Bekledin durdun bekledin durdun Günlerce gecelerce ağladın durdun ağladın durdun Sen Ahmet’ine vurgundun o sana vurgun Ahmet’in Çanakkale’de oldu Emine Bacı Çanakkale’de oldu Ahmet’in Emine Bacı Bir akşamüstü geldi haberi Şehit oldu Ahmet dediler Aç ve susuz kaldı Yaralandı aldırmadı Hep seni andı dediler Adını andı Adını sayıkladı uykusunda Acısından bayıldı Ama hep Adını sayıkladı senin Ahmet’in Çanakkale’de bir kurşunla vuruldu Şehit oldu Ahmet’in senin Emine Bacı Şehit oldu Ahmet’in Bir Allah’ın ve bir de senin adını andı son nefesinde Son nefesinde son sesinde Emine Bacı bu nasıl aşktır Bütün hayatını kaplayan bu nasıl bir aşktır Günler geçmedi bir türlü geceler sana haram Artık evlenmek bana haram mı dedin Gerçekten haram mı ettin kendine Bu ne büyük aşktır Emine Bacı Ahmet’in öldu cephede bu aşkla bu aşk uğruna bu ivatan için Ahmet’in şehit oldu bu inanç için Sen bu güzel haberi duyunca ne yaptın Bana haram mı dedin bir başkasıyla evlenmek Bana evlenmek haram mı dedin bundan sonra Kendini Ahmet’ine mi sakladın bundan sonra Bu bohça ne bohçası Emine Bacı Bu bohçanın içinde ne var Emine Bacı Bu bohçayı nereye götüreceksin Emine Bacı Bu bohçayı mezara mı götüreceksin Emine Bacı Mezara kimse bir şey götüremedi Emine Bacı Sen götürebilecek misin Emine Bacı Senin vasiyetin ne Emine Bacı Sarıp sarmaladığın o bohçada ne var Yaşlandın Emine Bacı yaşlandın sen Saçların beyazladı döküldü saçların Emine Bacı Saçlarını ne yaptın Emine Bacı Döküldü dişlerin dişlerini ne yaptın Emine Bacı Sarıp sarmaladın mı onları bohçana Emine Bacı Evet dedi Emine Bacı Alın bu bohçayı tabutuma koyun Vasiyetimdir bu torbayı mezarıma koyun Koyun ki alıp gideyim ben Saçlarımı ve dökülen dişlerimi göstereyim Ahmet’ime Bak diyeceğim bak ben Senden sonra Kimseye yar demedim demeyeceğim Bu dökülmüş saçlar ve dişlerim şahidim Okşamadı beni hiçbir el öpülmedi dişlerim Okşanmadı saçlarım öpülmedi dudaklarım Ben hep bu günü bekledim Ahmet’im Ben hep bu günü bekledim İşte bu gün için bekledim ben Sana kavuşmak için bekledim Ahmed’im Ahmet KEMAL |