Postacı......
Kabus dolu rüyalardan uyandığım...
Bir sabah... Ansızın... kapıyı açtığımda.... Postacılar mektup yerine, bana, seni getirmiş olsa.... Bu yorgun bedenimin neye ihtiyacı olduğunu unuttuğum vakitler.... Bu düşünceleri boğuyorum.... Her defasında yalnızlığın katili oluyorum..... O ise bir yolunu buluyor, gece olunca yine hortluyor.... Başucuma yerleşiyor..... Ne zaman en sevdiğim yemeği... Yemeye koyulsam.... Sanki tuzu eksikmiş gibi... Ne yediğimi anlamıyor... Doymak bilmiyorum.... Her defasında sofradan aç kalkıyorum.... Ansızın üşümelerim artıyor.... Bir an iyi gelir diye.... Senin olmadığın zamanlar..... Bir işe koyuluyorum.... Ne yaparsam yapayım..... Sanki eksikliğin farkediliyor.... Ne yaptığımı bilmiyor... Saçmalıyorum..... Yaptığım herşey sana benziyor... Yada ben öyle görüyorum.... O an çakılıyor akrep, yelkovan... Zamana dair ne varsa duruyor..... Dünya dönmeyi bırakıyor.... Bozuk musluktan sızan su damlası gibi.... Beynimin içine şıp şıp sen damlıyorsun.... Ellerimle kesmeye çalıştıkça..... Gözlerimden yaş oluyor.... Sen akıyorsun.... Bense yeni bir güne başlıyorum..... |