kendine ihanet
bir şiir değil bu
bir iç döküş…belki bir sesleniş …çığlık çığlık cevapsız sorulara içini kemiren kurtlara bir çözüm arayış…belki de düştünüz mü siz hiç çok şey söylemek isteyip de hiçbir şey söyleyemediğiniz bir duruma kahrola…kahrola saygı mıydı bu sessizlik korku mu yoksa yetersizliği miydi hışımla dökeceğiniz kara sözlerinizin ya da kapana mı sıkışmıştı tüm harfleriniz doğruymuş gibi davrandınız mı siz hiç yanlış olduğunu bildiğiniz bir gerçeğe …birilerine ve sonra lanet ettiniz mi kendinize tiksintiyle ve ardından… baktınız mı hiç aynada kendinize …küfreder gibi utandınız mı sonra gördüğünüz yansımadan gözlerinizden…yüreğinizden bir şiir değil bu bir iç döküş…belki bir sesleniş …çığlık çığlık cevapsız sorulara içini kemiren kurtlara bir çözüm arayış…belki de veya bir ihanet öyküsünün silinmeyen izleri kim bilir ki zaten şairliğim de sürgünde yoksa deli bir şiir yazardım şimdi size en kallavisinden şöyle kalemimi daldırıp gerçeğine yaşamın kızıl bir öfkeye bürünmüş sövgülerle “kendine ihanetinde adamın söndü ışığı yüreğinin gözleri kapandı…yansımalar yitik” Atilla Güler |
saygılar ...