MELOŞ (......)
bugün öğlen
uzun bir yolculuktu süpürülmüş anılara kalaycı elinin tersiyle siliyordu alın terini güneşi emiyordu ibrikler çaydanlıklar öksüz çoçuklar gibi bakırcılar çarşısında bir kedi farenin kuyruğuna basmış patisini acelesi yoktu ölümün ah meloş sen yine süpürülmüş dünlerden koynunda sakladığın acıları koydun masaya bahanen hazır sevişmek için sulu göz ne zaman öğreneceksin koşulsuz sevmeyi martılarıda kıskanıyorsun denizden senin de tanrın o işte sahiplenmek acıları bile |