Mülteci
"Çocukluğumdan kalma alışkanlık" diyordu
Gözleri doluyordu!... Öğlen sonraları buluşmaya giderdi iki saat Alışkanlık dediği acısıyla... Randevusuna geç kaldığını hiç görmedim Sadakati yürek kamaştırırdı... Her buluşma sonrası Bir buluttan ödünç alırdı yağmuru İçerdi gözlerine Yarılmış çöl misali içerdi Kurumuş göl misali içerdi Onu öyle görünce Kalbim tam orta yerinden kırılır Ve bir yanardağ içime göçerdi... Soğuk beton bir duvara yaslanırdı bütün güvercinler Kırgın papatya, annesinin dizleriymişcesine, Hüznün göğsüne başını koyardı Öyle yalnızlaşırdı ki bu şehir Herkes kimsesizliğine doyardı... Yüzünde; Çok mutsuz, damı akan, kerpiç, kapısı yok virane bir ev vardı Yüzü çok emin olduğum bir yerdi Yüzü annemin yüzüne benzerdi... Heybesinde hiç umudu olmayan bir göçebe gibiydi Gidecek onca yeri vardı ama Kalacak tek bir yeri bile yoktu! Gözlerinin içinde; Kısrak bir güneş, öperken suyu, havayı, toprağı Sarılırken çiçeklerin boynuna... Pencere önünde, sokakta oyunlar oynayan akranlarını Kilometrelerce ötedenmiş gibi izlerken, Avuçlarının icini kırık bilyelerle kanatan dilsiz bir çocuk vardı! Ayakları suya değmemiş bir ağaç nasıl yanar Deniz hiç yok yere nasıl kudurur Nasıl alabora olur gemiler Ve balıklar nasıl koşar ölüme Ve martılar nasıl kaçar göğünden İlk defa onun gözlerinde gördüm... Hangi acıdan kaçıyordu Hangi acıya sığınmacı gelmişti? Kimseler bilmiyordu!... "Ve ben hayatımda ilk kez Kendiyle bu kadar güzel yüzleşen Hesaplaşan, helâlleşen okyanus yürekli bir adam gördüm..." Abim Cüneyt Bilge’ye armağan olsun... S.U. Serkan Uçar 03.04.2021 "Şiirimizin yüreğine yüreğiyle dokunan herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. Sevgilerimle" |
Sonsuz saygılar. Selamlar...