İstanbulMavinin en güzeli tılsımlısı bulutun Zarafet ve incelik ezeli zaten sende Gönlünde sen inlersin neyin tamburun utun İstanbul nakışsın sen ruhumdaki desende Her semtin hikâyesi bilcümle baş döndürür Nice hünkâr ve şair yürekten bağlı sana Periler yollarında bin bir edayla yürür Başka şehir tanımam İstanbul anlasana Kızkulesi albeni baştan başa zarafet Salacak sahilinin ayrı bir havası var Bu sahilde salınır gül endam ile afet Yok başka bir şehirde bu miyarda bir civar Yüz görümlüğü ister güneşten Kızkulesi Erguvan mevsimine el eder güvercinler Bu iklimde manzara albeni defilesi Udun yayı gerilir ney derununda inler Mihrimah ile Gülnuş iki mabet elçisi Üsküdar ki kadim semt avizesi yıldızlar Albeniye dahildir eskisi ve yenisi İstanbul kokuludur sahilde gezen kızlar Sultanlık hil’atını Eyüp Sultan kuşanmış Her tepede bir yatır sanki yedi uyurlar İstanbul bu cihana yedi tepeli şanmış Yıldızların yüzünü melekler burda yurlar Saraylar asırların sızısı ile mukim Yedikule zindanı Genç Osman’ın katili Bu sızıyı kim duyar hâlâ yüreğinde kim Kim konuşmadan anlar kıyamet renkli dili Ayrı bir senfonidir düdüğü vapurların Martılar simit ile şükür ayinindeler Tarihi tılsımlı sır çepeçevre surların Nice asır geçmiş de yine hâlâ zindeler... 12 Mart 2021 İbrahim Kilik |