PİNTİ KEDİşarap ve ördek, gece ve mehtap, gül ve diken, tavanda ki kalp ağrısı, hangisinin pintiliği, hangisi az, hangisi çok, azında çok, çoğunda az, kuru bir erik ağrısı, ukala kelimeleri yuttum, sırt üstü tavanın kireçlerinde, pul pul dökülürken, bir yürek ağrısını pışpışladım, pintisin dedim, soluma pinti ! şarapta ve ördekte , vitrin kedisi gibi yalanan, gecede ve mehtapta, zil zurna sövemeyen, kelimelerin celladı, piti kareli masanın karesi, pintisin, gülü, dikenine küskün, dünü kurutulmuş erik, yarınsız, pinti... herkes, her şey, zamanın kollarında, ağular büyütüyor, hiç yara izsiz, dünsüz, bir ben, zamanın kollarından, palas apartmanından , düşmüşüm, bir ben, yaralarımın kollarında, kalpsiz ağrımı pışpışlamışım, bir ben, boş tavanların gölgesinde, kabuk kabuk, yaralarımı, karalarımı, anamın ak sütü gibi, emzirmişim, en pintisinden... Sibel Karagöz |