SUS
SUS!
Hiçbir şey yokmuş gibi gelir, ok gibi deler, yaralar, kanatır içini… Bir şey söyleyemezsin, boğazına düğümlenir ayrılık türküsü. Acıtır ,çeker gider içinden bir hasret.. Geçer ya da geçtiğini sanırsın . Hisli bir şarkı, içten bir kahkaha, Bir fincan kahve içinde barındırır onu . Tam “unuttum “derken yine çalınır kapın ,hatırlatır eskiler, Tası tarağı toplamış gelmiştir anılar, .. İçinde pişmanlıklar, içinde çaresizlikler; keşkeler ; düşmanlıklar… Rüzgâr fırtınaya; fırtına tufana dönmüştür… Bunun adı özlemdir, bunun adı aşktır; Bunu adı pişmanlıktır; Bunun ad ı“sus!” tur… Şenol ŞEN |