GÖZLEM
GÖZLEM
Taş duvar, kırk yerden kırık pencere, Topraksı kokuyor loğlanmış damlar, Ateşin üstünde isli tencere, Yanıyor altında kurumuş çamlar. Bulamaç yapıyor yaşlı bir nine, Kazanın karası değmiş tenine, Avluda yaktığı ocak yerine, Gömülmüş duruyor acılar gamlar Bir avuç un, biraz şeker, çokça su. Nasılda kaynıyor? Hayret doğrusu! Yayıldı avluya, keskin kokusu, Tahta bir kaşığa Şiresi damlar. Belli ki, acılar bükmüş belini, Dört çocuk doğurup ölmüş gelini, Duaya dolamış suskun dilini, Anasız bebenin ağıdın dinler. Asi’yim, gözledim yaşlı nineyi, Çektiği acılar yakmış sineyi, Yoklukla geçirmiş ömrü seneyi, Boynuna yetimden takılmış ramlar. İnsanız, bize de uğrar yaşlılık! Olmalı derdimiz, ağır başlılık! Dört yavruya, beni saydı beşlilik Bana da ateşte, çayımı demler. Arif Sami İğde |
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...