tanımlayamadığımmmm
bunca eziyet neydi be gülüm niyeydi kimeydi
diretilenler diz boyu aşmışken bazen boyumu nasıl olurduda kendimi bana boğduran ellerimdi yüreğimdi dillerimdi söylediğim , tepemde taşıdığım kıyamadığım onurumdu tek tek tırnak uçlarında varettim kendimi sence benim sevdan bırakıp gideceğin kadar çocuk mu aldığım gümlerimin tek güzeli tek sahibi bana bu acıları senin sevgin mi doğurdu yıkadım incitmeden usulca düşüncelerimde hayatın bize sunduğu belki bir oyundu sahnesinde yürekler sahnesinde eller birleşti ve bakışların nasıl da yoğundu kibriti çakacak yanacak yakacak kendini bu aşk bırakıp gidecek miydi bu olur muydu? sevdası bedenimde güzelliği dilimde her daim sevgili varlığın anlarımı yokluğunu da yaşatarak coşturdu belki gelenler senin belki ikimizin günleri acıttı beni kaynattı ve soğuttu hislerim uzaktan bakıyor bana sanki ulaşamadığım yerlerden hemde camları da öylesine ki buğulu.... ulaşmak isteyip de bırakmak istemeyip de geçiyorum ben seni geçemeyen bu gönül söyledikleri de sadece doğru... hep doğru ....her zaman doğru...... ESRA BOYOĞLU |
zapteder düşleride
ve yitik bir ülkeye benzer tebessüm
fer'i kaçar gözbebeklerinin.Sevgiyle..