bıçak sırtı// . . . hiç bir kitap yazmadı, yazamadı zaten gelişini, gidişini yazdığı kadar bu sebeptendir masum değildir hiçbir gece hiçbir şafağın bakir olmadığı, olamadığı gibi tut şimdi kirine, zifirine yas damlayan bıçak sırtı bir geceyi daha tut, tut kollarından , ne zaman dolansa ayaklarıma gidişin g/iz bıraktığın ardına diz çöküyor bu şehir, bu ben ne zaman dolansa aklıma dönmeyişin bir darağacı daha kuruluyor infaz geçitlerine fikrimin rengi kavrulmuş zakkumlar açıyor bir bir, "hoşçakal"lar soyunuyor ayak bileklerimde mevsimsiz, kimliksiz ne zaman yükselse ay, sığlığına deniz solungaçsız bir mavi daha boğuluyor derinliğimde ah.. ne zaman, ne zaman tutuşsa s/aklıma cennetin uyutuyor ateşi koynumda iblis, ıslanıyor cehennem aşk’ı sunağına, telaşı kıblegahına küllenen tüm aşklar, yalnızlıklar adına asın, asın şimdi beni asın, nüshasız hani, o kanırtarak öpüp, okşadığınız hani, o çok sevdiğiniz, sevemediğiniz yaralarımdan… . . . // ilhanaşıcımartikibinyirmibir |
Ne zaman duysam içimi bir hoş eden ezgilerin eşliğinde acınıza,özlemlerinize, söylemlerinize ortak oldum.