KUZGUNİ SİYAHsadece bir ışık vardı, sokakta, geri kalan tüm ışıkların, şalteri beyinler de kapanmıştı, sadece bir ışık vardı, sokakta, solgun cılız, tüm karanlığı içinde gizleyen, umut gibi, unut gibi, köhne bir hava dolaşıyor, bütün damlara, bacalara, dökülmüş saçlara, kırılmış canlara, dokunuyor, bir solgun ışığı yakmaya, büyütmeye çalışır gibi, sokak kedisi miyavlıyor, iki karga gak gak gaklıyor, bir kaç teneke rüzgara, yeniliyor, tef çala çala, sokakları süpürüyor, bir kadın sese irkiliyor, ölü şehrin, sokaklarında, bir kedi daha, bir karga daha, bir köpek daha, kıpırdanıyor, sokaklar, dinliyor, kadın, dinliyor, sonra, o bir ışıkta, solgunluğunu, yitikliğini, kapata kapata, belki de , kısa kısa, karanlığı içine çekiyor, yekpare bir kuzguni siyah, sokakların, üzerini örtüyor, kadını, kediyi, köpeği, kargayı da, içine ala ala. Sibel Karagöz |