Şahmarana sarıldım!
Şahmarana sarıldım !
Mujganlardan damlarken belli belirsiz hüzün Gözüm nişangahında bir menzile varıldı Şakaklardan süzüldü, göz yaşım hazin hazin Gülümserken dudaklar al gamzeden vuruldu Geçti cavan günlerim en günahkar vah ile Bulutlar indi gökten, feryat ile ah ile Yoruldu umutlarım uzak güzargah ile İndi geceden kasvet, düşlerime karıldı Bahar dalında mahzun eyy kelebek günlerim Bu günümün günahı serde kalan dünlerim Bir şimşek çakar gibi usumdaki anlarım Umut gönüle hazan, Kaf dağında görüldü. Akşamın sabi vakti, ne bulut ne kar isterim Gönül derdime derman, yanımda yar isterim Bunlar uzak ihtimal, bunları zor isterim Affet beni be üstat, dil mısraya darıldı Ufka saplandı yürek, ne bir yolcu ne gemi Sen sütte ak pak kaşık, bütün günah bende mi Bende hicran yarası, sende arsız handemi Kirpik kaşa tutundu, bak hedefe gerildi İki mısra hüzzamla, geceye neşe dolmaz Bana kalmayan devran, gülme sana da kalmaz Ay şafkını gizledi, yıldızdan yorgan olmaz Üryan oldu geceler ayak altı serildi Sevda firari gülüm, bak kimlere yaslandı Deli kısrak gençliğim, ne de erken yaşlandı Sabi düşler köreldi, bir kuytuda paslandı Pazara çıktı gönül bir nankör verildi Kavak yaprağı usta bir fiskede döküldü Mangal misali yürek, el eliyle söküldü Devir devran değişti, yol çıkmaza büküldü Kırk derede be usta yundu yürek duruldu Baharda açan çiçek, poyraz yedi gün be gün Ne bugün benli usta, ne de benli geçti dün Kafes teline vuran, güvercin misali can Umut karda açtı yar, zemheride derildi Bağbanımda açan gül, dikene canım dedi Kırat gemini aldı, yola rahvandır hadi Karaya vurdu umut, denizde vurgun yedi Suya atıldı bu can, şahmarana sarıldı H. Işık. 20/2/21 |
Saygı ve selamlar.