KİBELE ANA
Sen ki anaların atası tanrıçası
Itır kokulu teninde dokuz ay Sancılarınla taşıdın sevdin hep Yıldızlar altında bekledin sabahı Güneşin doğuşu eşlik ederken Doğurdun tek başına. Kestin göbeğini tuzlayarak Acı zehrinden tattırdın ozana ilk Dünya nimetlerinden bir tat. Kıskandı ay karardı bulutlar gürledi gök! Yağmurlarıyla yıkandı bedenin Otlandı yine ah! Acıyla doldu yüreğim. Hüzün biçti vakti akşamı Gölgesi düştü ayrılığın gamzelerine Kızıl ufuklar boğarken güneşi Yansıdı aynalara İnci elmaslı gözlerin. Nasıl bir cezaydı ey Kibele ana? Güzelliğine mi yansın hasretine mi? Tanrı fermanımı yalnızlığım Kutsamışsın! Beşiğinde soğuk toprak Hasret koymuşsun güneşe Garip yazmışsın adını Bu çilekeş ozanın. Elimde kadeh İçiyorum mutluluğuna Kalmasın dünyanın tek zerre zehri Kıyamam ki sana ey tanrıça! Dokuz ay sancılarla taşıdığın Doğurduğun ozana... |