KURUDU ULU ÇINAR...Anam Ulu Çınardı,gölgesinde konaklar, Büyüttü yavruları,salıverdi Okula, Geçti yorgun seneler,soldu yeşil yapraklar, Evde yalınız Anam,bakıyordu yollara. Anasından yıllarca,dua aldı Yavrular.. Anam bir Dertli Çınar,gezer evde duramaz, Dört kapılı Han dünya,adam oldu çocuklar. Sardı hepten hastalık,tatlı nefes alamaz, Yavrularda telaş çok,uğramazlar kızanlar. Ansızın bir gecede,soldu yeşil yapraklar.. Ulu Çınar eğildi,yaprakları döküldü, Beden artık yorgundu,öksüz kaldı tesbihler, Yaşlı hem de yalınız,dişler çoktan döküldü, Evinde Hatim olmaz,söndü nurdan kandiller.. Yeni evine doymadı,bomboş kaldı odalar.. Akıl çıktı Yüceye,haneye çöktü figan, Kurudu Koca Çınar,göremedi işleri, Kurudu deniz derya,öteler oldu ayan, Canımı al Allahım,tutmuyordu dizleri.. Yaşlandı Ulu Çınar,geçti aradan yıllar.. Unutmuştu yavruyu,kapandı yorgun gözler, Anam sevgi yumağı,kandilde yağı bitti, Sarılmış resimlere,dilinden gelmez sözler, Seksen yıllık Çınarım,bir gece ansız gitti. 2010 on dört ekimde,yetim,öksüz kaldı dualar.. Mezarlıkta yalınız,dayımla yatıyorlar, Üstünde lavantalar,yayar güzel kokuyu, Merhameti bol Rabbim,sana olsun senalar. Anam senin Kulundur,kabrine doldur nuru. Geleni eder mes’ut ,hoş kokan Lavantalar. 04.02.2021//KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN .............................................. THE MAIN WAS THE ULU .. My mother, Ulu Çınardı, hosts in its shadow, He raised the babies, he let go to school, The tired years passed, the green leaves withered, You are alone at home, Mother, looking at the roads. He took the prayer. My mother is a sufferer Çınar, she cannot stay at home, The four-door Han world became a man. He has a total illness, he cannot breathe sweetly, The puppies are very fussy. Withered green leaves .. The Great Plane tree bowed, its leaves fell, The body was tired now, the prayer beads were orphaned, You are old and lonely, there were no teeth, Hatim would not be in your house, the lamps went out of light .. Orphans, orphans prayers ... The mind came to the High, the house collapsed, Kurudu Koca Çınar could not see the works, The sea has dried up, the sea has become far away, Take my life God, his knees were not holding .. Years have passed. He had forgotten the baby, tired eyes closed, My mother, the ball of love, the oil in the oil is gone, Words wrapped in pictures, words do not come from your tongue, Eighty-year-old Çınarım left without a night. The rooms are empty. Lying alone in the cemetery with my uncle, Lavenders on it spreads the fragrance, My Lord, have mercy be upon you. My mother is your servant, fill your grave with light. Lavenders that smell nice. 04.02.2021 // KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN |
Yüreğine emeğine sağlık
________________________________Selamlar