İŞTE O BİRİ
İki gölgem vardır; biri dostane.
Gönlümü hoş eden, işte o biri. Diğeri kuyumu kazar hasmane. Kalbimi taş eden, işte o biri. Mutluluktan pır pır ederken bazı, Çocuksu ruhumla yaşarken hazzı, Kıskanıp üstüme atlar bir tazı. Gözümü yaş eden, işte o biri. Ola ki yârenim zilimi çalar; Muhabbetten içim huzurla dolar; Birden fitnebazım kapıdan dalar. Hanemi loş eden, işte o biri. Gece sakladığım, gün ayan olur. Düşümdeki sırlar hep ziyan olur. Umarsız yaramı bir duyan olur. Sırrımı faş eden, işte o biri. Bir yanda umutlar, hüsran bir yanda. Sabrımın ibresi titrer isyanda. Canımı verdiğim, gör ki nisyanda! Sırtımı tuş eden, işte o biri. Heybemdeki varım yamalı mintan. Zannı delil sunup etmekte bühtan. Dişime değense, doymuştan artan. Ağulu aş eden, işte o biri. Dünya pazarında sermayesizim. Ok gibidir sözüm; kinayesizim. Riyakâr rütbeli; ben payesizim. Bir kuru baş eden, işte o biri. Kırık kanatlarla uçmaktan bıktım, Sevda tepesinden mazime baktım, Vefasız yârime çığlık bıraktım. Yaralı kuş eden, işte o biri. İstemem hasmımı; uzakta dursun. Böylesi hayırsız gölgem kurusun. Dilerim bu şiir hakkımı sorsun. Dolumu boş eden, işte o biri. Mücella Pakdemir |